Bolu Kartalkaya'da meydana gelen otel yangını, ülke çapında derin bir üzüntüye neden oldu. 79 kişinin hayatını kaybetmesi ve 51 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan bu trajedi, yalnızca bir acı kayıp olarak değil, aynı zamanda pek çok soruyu beraberinde getiren bir olay olarak tarihe geçti. Bu yazıda, olayın ışığında yapılması gerekenleri ve toplumsal sorumluluğumuzu ele alacağım. Yangın Güvenliği Konusunda Eksiklikler Olayın detayları incelendiğinde, yangının büyümesine neden olan temel unsurlardan birinin yangın güvenliğiyle ilgili eksiklikler olduğu görülüyor. Otelde yangın merdiveni, alarmlar ve sprinkler sistemi gibi temel önlemlerin yetersizliği, can kaybının bu denli yüksek olmasında büyük rol oynadı. Bunun yanında, geçmiş denetimlerin yeterli ve düzenli yapılmaması, kontrol mekanizmalarının işleyişinin sorgulanmasına neden oluyor. Toplumsal ve Kurumsal Sorumluluk Bu trajediden çıkarılacak en önemli ders, bireysel ve kurumsal sorumluluklarımızın bilincinde olmamız gerektiğidir. İşletme sahipleri, yangın ve benzeri durumlarda güvenliği sağlamak için gerekli tüm önlemleri almak zorundadır. Ancak bu sorumluluk yalnızca işletmelerle sınırlı değildir. Denetim mekanizmalarının da etkin çalışması, yalnızca kağıt üzerinde değil sahada da güçlü ve bağımsız bir yapıya sahip olması hayati önem taşır. Bireysel Farkındalık ve Eğitimin Önemi Yangın ve acil durumlarla ilgili eğitimler genellikle göz ardı edilen bir konu olsa da, bu tür olayların sonuçları eğitimin önemini bir kez daha hatırlatıyor. Otel gibi toplu yaşam alanlarında, misafirlerin acil durum planlarına erişebilmesi ve bu konuda bilinçlendirilmesi gereklidir. Kapsamlı eğitim programları, olası felaketlerde can kaybını azaltabilir. Gelecek İçin Çözüm Önerileri Bu olayın bir daha tekrarlanmaması için atılabilecek somut adımlar şunlar olabilir: 1. Denetimlerin Şeffaflaştırılması: Turistik tesislerde yangın güvenliği denetimlerinin sıklığı ve etkinliği artırılmalı, raporlar kamuoyuyla paylaşılmalıdır. 2. Mevzuat Güncellemeleri: Otel ve konaklama tesislerine yönelik yangın güvenliği standartları yeniden değerlendirilmeli ve uluslararası normlara uygun hale getirilmelidir. 3. Acil Durum Yönetimi Planları: Tüm tesislerde düzenli olarak acil durum tatbikatları yapılmalı, çalışanların ve misafirlerin kriz anında ne yapacakları konusunda bilinçlenmeleri sağlanmalıdır. 4. Teknolojik Yatırımlar: Yangın algılama ve müdahale sistemlerinde en son teknolojiler kullanılmalıdır. Sonuç Bolu’daki yangın hepimize sorumluluklarımızı yeniden hatırlatıyor. Bu olay bir son değil, bir başlangıç olmalı. Güvenli bir gelecek için toplumun her kesiminin üzerine düşeni yapması gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, alınacak her önlem, kurtarılacak bir hayat demektir. Bu felakette hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara acil şifalar diliyorum. Toplum olarak bu tür olayların önlenmesi için birlikte çalışmak zorundayız. Her kayıp bir derstir; alınacak her önlem, kurtarılacak bir hayattır.” Sibel Arslan