Eskiden bir insana namussuz dediğimizde kavga sebebiydi; şimdi ise sıradan bir söze dönüştü adeta. Bir seviye daha üstünü söylesek ne diyeceğiz? Namuslu insanlar için "namussuz" kelimesinin bir level fazlası yok hala çok şükür.
Namussuzların da zaten namus kavramı olmadığı için onlara ne söylense sinek vızıltısı geliyor.
Namussuzların en son ortaya çıktığı alan da futbol stadları oldu.
Gerçi küfür edildiği için on yıllardır tribünlere maç izlemeye gitmiyorum. Tuttuğum takım Trabzonspor'un maçlarını televizyondan canlı izliyorum. İstanbul'da yaşadığım için Trabzon'da maçlarda küfür ediliyor mu bilmiyorum. Ama, bazı futbolcularımıza ahlaksızca sövüldüğünü söylüyorlar. İğrenç bir şey, adam randıman vermiyorsa satarsın ya da başka kulübe kiralar gönderirsin takımdan; ana avrat sövmek ne çirkin bir şerefsizliktir. Namusu, hayası, edebi olmayan şahsiyetsizlerin kolaycılığa kaçtığı bir basitliktir başkasının namuslu anasına, bacısına, karısına küfretmek.
Neyse, konumuz son hafta oynanan bazı maçlarda devlete edilen hakaretler ve istifa çağrıları.
Halkın çoğunluğu tarafından seçimle devletin başına getirilen kişileri yalan uydurma iftiralara dayanarak organize bir şekilde protesto etmenin altında bir kalkışmanın kokusunu alıyoruz.
Zaten MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli bu mevzuya ilk tepki veren siyasetçi oldu. Üyesi olduğu BJK'den istifa etti ve Fatih Karagümrük spor'lu olduğunu açıkladı.
Bahçeli'nin devlet ve vatan hassasiyetini kimse tartışamaz. O milliyetçi hareketin bayraktarlığını yapan MHP'nin en tepesindeki kişi. Ülkesinin içine düştüğü beka sorununu gören ve bunun için daha önce ağır hakaretlere mağruz kaldığı insanların geçmişte söylediklerinin üzerine sünger çekerek Cumhur İttifakını kuran gerçek bir vatan sevdalısı Devlet Bahçeli.
Dünyanın gördüğü en büyük felaketi görmezden gelip, abd, rusya, çin dahil bütün devletlerin çaresiz kalacağı 11 şehirde Hollanda büyüklüğü bir alanda gerçekleşen böylesi bir felakette Tayyip Erdoğan komutasındaki T.C. devletinin daha ilk andan bölgeye intikalini, olumsuz hava şartları ve göçen yolların engeline rağmen askeri birlikleri bölgeye sevketmesini görmezden gelen hainlerrrrr, hem askere dil uzattılar hem de askerin gitmesini Tayyip Erdoğan engelledi iftirasını attılar. Muğla'dan gelen birlik komumatının canlı yayın esnasında ilk günden beri buradayız sözüne bile kulaklarını tıkadılar. 9 saat sonra ikinci deprem esnasında üzerine bina yıkılan askeri aracın, itfaiye, cankurtaran, polis araçlarının görüntülerini neden yayınlamadılar?
Madem devlet geç kaldıydı o halde o araçlar nasıl enkaz altında kaldı?
Dedim ya, namussuzun zaten namus kavramı olmadığı için yalanları ortaya çıkınca kimin ne diyeceği, ne küfür edeceği önemli değil onlar için.
Dev vinçler, ağır iş makinaları ve yardım konvoyları yolların da hasar görmesi nedeniyle hemen bölgeye intikal edemedi tabii ki. Yolların depremde yarılmasının suçu hükümetin mi?
Dünya üzerinde ilk defa bir uygulamaya da şahit olduk bu depremde. Tayyip Erdoğan başkanlığındaki hükümet hemen 10 şehirin ilçelerine bile valiler kaymakamlar atadı; bakanlarına bölgeleri dağıttı.
İğrenç muhalefet yalan iftira üzerinden politika üretmeye çalışırken, devlet bütün ağır üst düzey siyasi kadrosunu bölgede görevlendirip can kurtarmaya, kurtulan canlara kalacak yer sağlamaya çalıştı.
Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli her gün bir başka deprem bölgesini teftiş ederek, yorulan görevlilere ve halka moral verdi.
MHP teşkilatları, Ülkü Ocakları hem yardımlarıyla hem gençleriyle deprem bölgelerindeydi.
Vatan Partisi'nin gençlik teşkilatı "Öncü Gençlik"
BBP teşkilatları, Alperen Ocakları
ve bir çok gerici diye yaftalanan dernek vakıf ve kuruluş çalışanları bölgede yardım etmeye uğraşıyorlar.
Sözde müttefik NATO'nun askeri gemileri adeta Türkiye'ye müdahale etmek için Akdeniz'de mevzilenmiş bekliyorlar. Afet, İç savaş, iç ayaklanma zemininin oluşması, devletin acze düşmesini kolluyorlar muhtemelen.
Devlet yönetmenin basit bir iş olduğunu sanan ahmaklar, basiretsizler devletimizi idare edenlerin ne denli çaba sarfettiğini görüp utanmalılar.
Tayyip Erdoğan'ın ilk açıklamalarına dikkat ettiniz mi? Malum muhalefet kanallarını takip edenler duymamıştır çoğunu. Hemen her konuşmasında halka güven ve moral vermeye çalıştı. Hem Tayyip Erdoğan hem de Süleyman Soylu.
Ve, ilk açıklamalardan biri de "1 sene içinde yeniden inşa edeceğiz evlerinizi" idi.
Bunu söyleyen alalade bir politikacı değil, seçim öncesi vaatlerle vatandaşı kandırmaya çalışan liderlerden değil! Bugüne kadar dediği her şeyi yapan, hatta tarihinden önce bitiren Tayyip Erdoğan söyledi.
Yapsa yapsa bir tek o başarır bunu. Yalan, iftira üreterek hükümeti yıkmayı, Tayyip Erdoğan'ı devirmeyi planlayanlar değil!
İki gündür Devlet Bahçeli'nin konuşmalarında sık sık üstüne vurgu yaptığı bir hususu da belirtmek isterim. Sayın Devlet Bey yapılanları ve yapılacakları anlatırken "Cumhur ittifakı olarak" ibaresini kullanıyor.
Bugüne kadar Tayyip Erdoğan'a ve AKP hüküm etlerine sadece dışarıdan destek veren Devlet Bahçeli'nin bunu söylemesi benim dikkatimi çekti. O da resmen elini enkazın altına sokmuş, Erdoğan ve bütün vatanseverlerle birlikte kaldırmanın kararlılığı içinde!..
Futbol, tribünler )) Süleyman Soylu gibi bir İçişleri bakanımız var. Trabzon'un gururu Soylu Süleyman'ımızın konuyla alakalı söylediklerine bir kulak kabartsın gezi kalkışması benzeri ayaklanma, iç savaş çıkartmaya heveslenen mikroplar.
Tayyip Erdoğan ile birlikte Devlet Bahçeli'nin, Doğu Perinçek'in, Fatih Erbakan'ın, Muharrem İnce'nin, Mustafa Destici'nin deprem afeti ve bir çok milli meseledeki tutumlarını ve yorumlarını dikkatle takip ediyorum. Cumhur İttifakı'nın daha geniş perdeli olmasını arzu ediyorum.
Devlet olmazsa ya da güçsüz olursa, dış müdahaleye açık hale gelir VATAN. Vatanımızda gözü olan başta NATO olmak üzere tüm emperyalist saldırganlara karşı devleti ayakta tutmak, güçlü kılmak zorundayız. Bu noktada işinin ehli basiret sahibi hükümetimize destek vermeliyiz.
Yarın gönüllü görevli olarak Malatya'ya gidiyorum. Adıyaman ve Malatya'nın köylerine yardım götürülmesinde çalışacağım. Bu nedenle bir müddet yazı yazamayacağım.
İbrahim Tamer