Türk siyasi ve bilim tarihine başarı ve mücadeleleriyle imzasını atmış olan, ağır sanayinin önemini görüp "ağır sanayi hamlesi"ni başlatan, Leopard tanklarının motorunu yapan ve pancar motor ile Türkiye'de de çiftçinin tarım alanında ucuz ve verimli çalışan araçlara sahip olmasını sağlayan, çizgisinden sapmayan duruşuyla manevi kalkınma hamlesine de büyük katkı sağlayan efsane Başbakan Profesör Doktor Necmeddin Erbakan'ın Millî Görüş çizgisini devam ettiren oğlu Fatih Erbakan ve partisi "Yeniden Refah Partisi" Cumhur İttifakı'na katıldı!..
Bazıları için bu basit bir haber niteliği taşıyabilir ancak, Millî Görüş'ün ne olduğunu, muhteviyatını bilenler için çok büyük bir kazançtır Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı açısından.
Saadet Partisi artık bitmiştir. Sadece Saadet'in oyları değil, Erbakan'ın değerini öldükten sonra anlayan vatanseverlerin de oylarını (kendini medyada doğru tanıtırlarsa) almaya adaydır Fatih Erbakan!.
Millî Görüş, beka sorununa çaredir, millî ve manevi kalkınma hamleleri ile alakalı proje üreten bir siyasi yapılanmadır.
Ben hep Millî Görüş ile Nizam-ı Alem ülkücülerini birbirine benzetmiş, birbirine en yakın siyasi ideolojiler olarak anlatmışımdır.
Zaten Fatih Erbakan'ı son anda görüşüp ittifaka dahil olmaya razı eden de Nizamı Alem ülkücülerin partisi Büyük Birlik Partisi'nin lideri Mustafa Destici beydir.
Ne istedi Erbakan?
Aynı babası gibi Fatih Erbakan da ülkenin maddi manevi refaha ulaşması için proje üretiyor.
Ekonomi, tarım, hayvancılık, madenlerin saf halde değil, işletilip yüksek maddi kazançlarla satılmasını, aile yapısının korunmasını, kadını koruma adı altında ailelerin parçalanmasını engellemeyi hedefleyen proje ve teklifleri var. Ve bunların da iktidar tarafından uygulanmasını istiyor.
Ben de Fatih Erbakan'la aynı şeyleri istiyorum. Aile olmazsa bir süre sonra devlet de bir anlam ifade etmez ve çöker, parçalanır. Şerefsiz sadist kocasından zulüm, işkence gören kadınlar göstermelik kanunlarla değil, ciddi yaptırımlarla korunmalıdır. Kadın İslam ve Türk toplumunda çocukları yetiştiren, ailenin birliğini koruyan yere sahiptir. Sağlıksız, sapık fikirlerle yetişen çocuklar serseri olur, terörist olur, sapık olur, toplumun başına bela olur.
Kadın yani anne düzgün olursa, yetiştireceği çocuklar da vatansever, ahlaklı, namuslu bireyler olur.
Çocuklarımızı yetiştiren biz babalar değil, eşlerimiz olan kadınlarımızdır. Kadını yok yere üzmeye, psikolojisini bozmaya erkeklerin hakkı yoktur.
Lakin, günümüzde kadını koruma adı altında aileleri parçalamaya, ahlaksızlığı çoğaltmaya yönelik sözde koruma mevzuatı uygulanmakta.
Bir avuç hal mafyasına, marketler zincirinin insiyatifine teslim edilen 90 milyon insanın, çiftçinin, hayvancılıkla uğraşan üreticinin mağduriyetinin giderilmesine yönelik ciddi adımlar atılmıyor.
Burada kaç defa yazdım; Turgut Özal'ın fahiş kârlar elde eden, piyasa ile oynayan aracılara karşı uyguladığı "kamyon pazarları" neden kurdurulmaz çiftçilere?
Çiftçi ürününü kamyonlara yükleyip kendisi şehirlere getirip belediyelerin göstereceği alanlarda satsa ne olur? Geçmişte örneği de var. O dönemde hem ucuz hem de taze ürünlere kavuşmuştuk şehirlerde yaşayanlar olarak. Üstelik çiftçi de daha çok kazanmış, alınterinin karşılığını almış, mutluydu.
Fatih Erbakan küçük kitapçıklar halinde basıp bunları hükümete iletti.
Lakin, umursamadı iktidardaki sorumlu bakan ve yetkililer.
Şimdi inşaallah bundan sonra bu programları uygularlar.
Sonuç şu:
Bir tarafta 7'li 8'li masa (artık hdp ile ittifak yaptıklarını kendileri de söylüyor)
Diğer yanda AKP-MHP-BBP-Yeniden Refah 4'lü Cumhur İttifak'ı.
Vatansever seçmenin kafasında bu saatten sonra soru işareti kaldığını sanmıyorum.
Ne diyordu Üstad Necip Fazıl Sakarya Türküsü şiirinde;
"Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir."
Rabbim niyeti halis olanların, vatan sevdalılarının yardımcısı olsun.
İbrahim Tamer