ŞU BİZİM KIZKULESİ..
-Recep Doğan Dostuma Saygıyla—
Güzel insanlar…
Kızkulesi üzerine yazılıp söylenen efsaneler
say say bitmez..
Zindan;
yılan, üzüm ve
sepet elbet değil
kastettiklerim..
Geçenlerde
sevgili kızım
Elif; ciddi ciddi
bana dedi ki:
“Baba;
Kızkulesi’ni baştan ayağa yıkmışlar
yıkmışlar..!
Hani o üstüne çekilen branda var ya.?!
onunla yıktıklarını
gizlemişler..!!”
Haydaa..!
Ne işin var şimdi çayda..!
Yahu dostlar;
Ah! bu sanal alem
var ya;
bu sanal alem.!
Genç nesilleri
yalan yanlış bilgilerle
resmen eyledi sersem..!
Aziz dostlar;
siz lütfen yüreğinizi
ferah tutun..
Salacak Sahili
yüzme ekibi
olarak bizler,
yaz kış demeden hemen her gün
Kızkulesi’ne yüzerek
çıkıyor;
bir bakıma
efsane kulede rutin kontroller
yapıyoruz..
Evet; Kızkulesi’nin
restorasyonu
hayli uzun sürdü…
Marka değeri
İstanbul’la yarışacak kadar ünlü bu harika eserin İstanbullular ile hasretinin uzadıkça uzaması kamuoyunu ziyadesiyle meşgul etti ve üzdü..
Mâlum;
Kızkulesi
özel işletme elinden alınarak
Kültür Bakanlığı’na
devredildi..
İyi de edildi..
Zira;bir fotoğrafçı
dostumun
verdiği malumata göre
dünyada en çok
ilgi gören,
en çok fotoğrafı çekilen;
en çok tanınıp bilinen
beş objeden birisi imiş
meğerse şu bizim Kızkulesi..
Bu yönü ile de
marka değeri
İstanbul’dan bile
yüksekmiş..
Gelelim şimdi şu
mâhut restorasyon
mes’elesine ve
bu ince mesele üzerinden
bir bardak suda kopartılan fırtınalara..
Ve de mâlum çevrelerce estirilen
yalan yanlış tevatür ve tezvirat ürünü düzmece haberlere..
Efendim;
restorasyonun son aşamaya geldiği bir sabah yüzme ekibiyle
çıktığımız
Kızkulesi’nde
restorasyon işlerini
hassasiyetle takip ve kontrol eden kontrol şefi kibar bir hanımefendiden aldığım malûmatı arz edeyim..
Oldukça anlayışlı,
güler yüzlü
ve pek zarif hanımefendi
dedi ki özetle:
“ Avukat bey;
bu yalan,yanlış
ve baştan sona
zırva haberlere
zerrece itibar
etmeyin.!
“..Zira kurum olarak bizler Kızkulesi’nin
restorasyon,tâdil,
tamir ve bakım işlerini
tarih ve kültür eserleri
konusunda uzman,
tamamı profesörlerden
oluşan yetkili
bir kurul marifetiyle ve de bir kuyumcu hassasiyetiyle aşama
yerine getiriyoruz..
“..Dünyanın göz bebeği Kızkulesi;
aslına aykırı tüm ilave eklerinden birer birer kurtuluyor..!”
“..Orjinal yapısına aykırı ne varsa bu yanlışlarından soyunup sıyrılıyor..!”
“..Yılların ihmali ve ihanetiyle asli yapısına giydirilen tüm yük ve eklentilerden azat ediliyor..!”
“..Nedir bu yük ve ihanetler Saygıdeğer
Şef Hanım.?”
sorusuna:
“Beton..!”
“…?!”
“..Bildiğin beton..!”
dedi..
“..Yıllar yılı yanlış tâdil ve restorasyon uygulamalarıyla güzelim Kızkulesi’nin gövdesine
o kadar çok çelik aksam ve beton
yükü bindirilmiş ki;
aylardır bizler
yetkili kurulların
onayladığı proje doğrultusunda aşama aşama ve itina ile
bu çelik ve beton kaplamaları
sökerek
Kızkulesi’nin
belini büken
beton yükünden
kurtarıyoruz..!
“..Yani; bir nevi Kızkulesi’ni
tırnaklarınızla
kazıyorsunuz;
öyle mi.?”
diye ilave ettim..
“..Evet;
aynen öyle beton aksamını kökünden kazıyıp
o eski karkas,
taş ve tuğla haline
yeniden getiriyoruz..”
“..Peki ya sonra.”
diye son bir soru daha sordum..
“..Biraz daha sabredin..”
diye karşılık verdi
şef hanım aynı sabır ve nezâketle..
“..Baharın gelişiyle beraber
Kızkulesi küllerinden
yeniden doğacak..”
“..Boğaz’ın enfes maviliğinde
bembeyaz
bir kuğu gibi nazlı nazlı yeniden salınacak..”
“..Denizde ışıldayan en nâdide inci gibi
İstanbul Boğazının kalbinde
yeniden ışıldayacak..”
“..Yılların ihmali
ve yanlış tâdilatlarından
arındığında
Türk kültür ve tabiat
varlığının; Türk turizminin tartışmasız
en büyük medâr-ı iftihârı olacak..”
“.Bakanlığımızın
en müstesna;
en gözde müzesi olarak,
içinden deniz geçen
yegâne şehir olan
Aziz İstanbul’a
tarifsiz güzellikler
ve değerler
katacak..”
İşte böyle dostlar;
iç ferahlatan
bu kıymetli malumatla
Kızkulesi’nin
nice sırlarları perdeleyen gizemli
perdesine dikkatle;
alıcı gözle
son bir kez nazar ettim..
Boğaz’ın incisine ve nazlı gelinine içten bir “merhaba” dedim..
Kontrol şefi hanımefendiye
bu kıymetli mâlumatları için teşekkürlerimizi iletip
dingin kulaçlarımızı
Harem
istikametine doğru
çeviriverdik..
SÜT Mehmet/ Salacak