Uzmanlar Uyarıyor: Kronik Hastalığı Olanlar ve Hamileler Ramazan'da Dikkatli Olmalı

Sağlık 21.03.2023 - 10:37, Güncelleme: 21.03.2023 - 10:37
 

Uzmanlar Uyarıyor: Kronik Hastalığı Olanlar ve Hamileler Ramazan'da Dikkatli Olmalı

Ramazan ayının gelmesiyle birlikte gösterişli iftar sofraları pek çoğumuzu heyecanlandırmaya başladı. Kronik hastalığa sahip olanlar ve hamileler için ise durum biraz daha farklı: Onlar, “Acaba oruç tutabilecek miyim?” sorusuyla baş başalar... Uzmanlara göre, bu soruya mutlaka hekim kontrolünde cevap aranması gerekiyor. Liv Hospital hekimlerinden Kalp ve Damar Cerrahı Doç. Dr. Cem Arıtürk, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzm. Dr. Saida Dashdamirova ile Kadın Hastalıkları ve Doğum bölümünden Op. Dr. Gamze Baykan Özgüç kronik hastalığı olanlar ve hamileler için Ramazan’a özel uyarılarını ve önerilerini paylaştılar. Kalp ve Damar Cerrahı Doç. Dr. Cem Arıtürk Kalp dostu besinlerden Ramazan’da da vazgeçmeyin!  Sağlıklı oruç konusunu kronik hastalıkların başında gelen kalp-damar hastalıkları açısından değerlendiren Liv Hospital Kalp ve Damar Cerrahı Doç. Dr. Cem Arıtürk “Bazı kalp-damar hastaları için oruç tutmak tehlikeli olacağından kesinlikle önerilmez. Dolayısıyla hastalar, doktorlarının önerileri doğrultusunda hareket etmeli, eğer doktorları izin vermiyorsa kesinlikle oruç tutmamalılar. Oruç tutabilecek kalp hastalarının ise Ramazan boyunca dikkatli olması gereken konu, beslenme şeklidir” dedi. Kalp damar hastalıklarına yakalanma riskini azaltan, iyi kolesterolü artırarak kötü kolesterolü düşürmeye yardımcı olan besinlerin önemini hatırlatan Doç. Dr. Cem Arıtürk, “Vücudumuzun ihtiyacı olan yağ tüketimi için ağırlıklı olarak sağlığımıza 'iyi' gelen; diğer adıyla doymamış yağlı besinleri tercih edin. Doymuş yağ içeriği yüksek gıdaları ise belirli ve gerekli ölçülerde tüketin, 'kötü' olarak nitelendirdiğimiz trans yağlardan mutlak suretle kaçının. Buna göre salata ve yemeklerinizde ağırlıklı olarak zeytinyağı ve ayçiçek yağını kullanabilir; zeytin, avokado, badem, ceviz, yer fıstığı, fındık, ay çekirdeği, mısır gibi besinler ile somon, uskumru, hamsi, alabalık gibi balık çeşitlerine beslenme düzeninizde yer verebilirsiniz.”  Pide yerine bol tahıllı ekmek tüketin  Aşırı ve sağlıksız karbonhidrat tüketiminin kan şekeri, kan basıncı, kan yağları seviyelerinin yükselmesine ve uzun vadede şeker hastalığı, hipertansiyon, kalp ve damar hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğine de değinen Doç. Dr. Cem Arıtürk karbonhidrat tüketiminde lifli besinleri öneriyor: “Sahurda nişasta ve şeker gibi karbonhidrat içeriği yüksek olan besinleri tercih edenler gün boyu açlık hissedeceklerdir. Daha uzun süre tok hissetmek için sahurda pide yerine bol tahıllı ekmekler tercih edin. Lif içeriği yüksek, az şekerli tam tahıllardan üretilmiş kahvaltılık gevrek, ekmek, makarna gibi besinler; kahverengi pirinç veya kinoa gibi tahıllar kan şekerini dengede tutacağı için faydalıdır.” Halsizliğe karşı protein ağırlıklı beslenin  Doyurucu ve daha uzun süre tokluk için ise protein açısından zengin ve yüksek lifli besinleri tavsiye eden Doç. Dr. Cem Arıtürk, “Dengeli ve yeterli miktarda protein almak, gün içinde gelişebilecek halsizliği ve yorgunluğu da engelleyecektir. Yumurta, et, balık, süt ve süt ürünlerinden oluşan hayvansal protein kaynakları ile kuru baklagiller, yulaf ezmesi, fındık, fıstık, badem ve chia tohumu gibi bitkisel protein kaynaklarının beslenme düzeninde dengeli dağılımı sağlanmalıdır” şeklinde bilgi verdi.  Meyve suyu yerine meyve tüketmeyi tercih edin  Doç. Dr. Cem Arıtürk sıvı tüketimi konusunda “Kadınlar için günde 2,5 litre, erkekler için 3,5 litre sıvı tüketimi vücuttaki sıvı dengesinin korunması açısından idealdir. Seçilebilecek en iyi içecek türü ise kaynağı bilinen, temiz sudur. Bunu ayran, taze sıkılmış meyve suları, sade soda, çay ve kahve izleyebilir. Ancak yine de meyvelerin bütün olarak yenmesinin, sadece sularının içilmesinden daha sağlıklı olduğunu unutmamak gerekir. Örneğin bir portakal, bir bardak portakal suyunun iki katı kadar lif; yarısı kadar şeker içerir” diye konuştu.   Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzm. Dr. Saida Dashdamirova Ramazan’da şiddetli hipoglisemi vakaları artıyor Liv Hospital Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzm. Dr. Saida Dashdamirova da oruç tutmanın, Diyabet hastaları için taşıdığı olası ve ciddi riskler hakkında bilgi verdi. Yapılan çalışmalarda Ramazan ayında şiddetli kan şekeri düşüklüğünün (hipoglisemi) yedi kat; şiddetli şeker yüksekliğinin ise dört kat artış gösterdiğine işaret eden Uzm. Dr. Saida Dashdamirova, “Yüksek riskli hastalar, oruç tuttukları zaman ciddi kan şekeri düşüklüğü ve kan şekeri yüksekliğinin yanı sıra vücutta sıvı kaybı (dehidratasyon), tansiyon düşüklüğü, bayılmalar, yaralanmalar, tromboz (kanda pıhtı oluşumu) gibi komplikasyonlar yaşayabilir” diyerek yüksek riskli olarak değerlendirilen Diyabet hastaları için oruç tutmamaları yönünde uyarıda bulundu:  Yüksek riskli Diyabet hastaları oruç tutmamalı  “Tip 1 diyabeti olanlar, akut hastalığı olanlar, diyalize girenler, ciddi şeker düşüklükleri yaşayanlar, şekerinin düştüğünü fark edemeyenler, üç aylık ortalama kan şeker testi yüzde sekizin üzerinde olanlar, son üç ayda diyabete bağlı koma, şeker yüksekliği veya düşüklüğü ile hastaneye yatışı olanlar, şeker hastalığına bağlı organ hasarı gelişenler, yalnız yaşayan insülin veya sulfanilüre grubu ilaç kullananlar, 75 yaş üzeri olan hastalar, çoklu insülin tedavisi alanlar yüksek riskli olarak değerlendirilir. Bu hastaların oruç tutması önerilmez, fakat oruç tutmakta ısrarcı olurlarsa kişiselleştirilmiş bir tedavi planı oluşturulmalı, hasta gerekli eğitimi almalı, her zamankinden daha sık parmak ucu kan şekeri kontrol edilmelidir. Parmak ucu kan şekeri ölçümü ve kan vermek orucu bozmaz. Hasta, kan şekerini ölçtüğünde 70 mg/dL'nin altında veya 300 mg/dL'nin üstünde olursa veya kendini kötü hissederse mutlaka orucunu bozmalı; kan şeker düzeyinde düzelme olmazsa hastaneye başvurarak tıbbi yardım almalıdır. Kan şekeri 70 mg/dl altında ölçüldükten sonra oruca devam etmek ise hayati risk getirebilir.” Düşük riskli Diyabet hastaları gerekli tedavi düzenlemelerini yaptırmalı  Diyabet tanısı olan ve oruç tutmayı planlayan hastalar için ise mutlaka, Ramazan’dan 1-2 ay önce durum değerlendirmesi için doktor kontrolüne gitmiş olmaları gerektiğini hatırlatan Uzm. Dr. Saida Dashdamirova, “Düşük hipoglisemi riskine sahip olan ilaçlarla tedavi edilen ve üç aylık ortalama kan şeker testi yüzde sekizin altında olan hastalar son 3 ay içerisinde kan şekeri düşüklüğü veya yüksekliği nedeniyle hastaneye yatışı olmamışsa gerekli tedavi düzenlenmelerinden sonra oruç tutabilirler” şeklinde bilgi verdi.  Liv Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum - Op. Dr. Gamze Baykan Özgüç  Anne adayları oruç tutabilir mi? Anne adayları için de gebelik döneminde oruç tutup tutamayacakları en sık merak edilen konulardan biri. Liv Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum bölümünden Op. Dr. Gamze Baykan Özgüç “Hamileyim, oruç tutabilir miyim? Tutarsam bunun bebeğime etkisi nasıl olur” gibi soruların cevabının her gebe için farklılık göstereceğini belirtti:  “Birçok çalışma, orucun gebelik ve bebek üzerinde yaptığı etkilerin anlamlı sonuçlar yaratmadığını göstermektedir. Fakat gebelikte düzenli ve kaliteli beslenme ile sıvı tüketimi düzeni oldukça önemlidir. Uzun süreli açlık durumunun ve sıvı alımının olmamasının genel etkilerini, gebelerin doktorları ile birlikte değerlendirmesini ve oruç tutma kararını buna göre almasını öneririm.” Op. Dr. Gamze Baykan Özgüç, oruç tutan anne adaylarında gözlemlenebilecek durumlar hakkında da bilgi verdi: Anne ve bebek için ne gibi olumsuzluklar gelişebilir? “Uzun süreli açlığa bağlı olarak anne kan şekerinin düşmesi, kan insülin artışı, kan yağ asitlerinde artış, tüm vücutta dolaşan damar içi kan hacminde azalma, kalpten pompalanan kanın azalması, vücut su dengesinin bozulması, böbreklere giden kan akımın azalması, idrar çıkışında azalma gibi olumsuz sonuçlar görülebilir. Gelişen bu değişimlere karşı bebeği korumaya yönelik mekanizmalar devreye girer. Bunun sonucunda bebekte hareket azlığı, bebeğin kanlanmasına destek sağlayan damarların kan hacminde azalma, amnios sıvı hacminde azalma gibi bebek adına olumsuz etkiler ile karşılaşabiliriz.” Özellikle yaz aylarına denk gelen Ramazan dönemlerinde uzun süreli açlık ve susuzluğun bebek ve anne için negatif etkilenme olasılığını artırdığını hatırlatan Op. Dr. Gamze Baykan Özgüç “Anne ve bebek ancak dokuz  saati aşmayan oruç saatlerinde bahsettiğimiz olumsuz etkileri tolere edebilir” dedi.  Oruç tutacak anne adaylarına öneriler “Oruç tutmak konusunda kararlı olan gebelerin ise iftar ve sahur arasında zamanı bölerek beslenmeleri, yağlı karbonhidratlı gıdalar yerine tok tutucu protein desteği yüksek olan gıdaları tüketmeleri ve su içmeyi ihmal etmemeleri gerekir” şeklinde bilgi veren Op. Dr. Gamze Baykan Özgüç bazı sağlık problemleri olan anne adaylarının ise kesinlikle oruç tutması gerektiğini hatırlattı. Op. Dr. Gamze Baykan Özgüç “Hipertansiyon, böbrek hastalığı, diyabet, erken doğum riski, bebek gelişme geriliği gibi var olan gebelik riskleri ile takip edilen gebeler kesinlikle oruç tutmamalıdır” dedi.    Kaynak: (BYZHA) - Beyaz Haber Ajansı

Ramazan ayının gelmesiyle birlikte gösterişli iftar sofraları pek çoğumuzu heyecanlandırmaya başladı. Kronik hastalığa sahip olanlar ve hamileler için ise durum biraz daha farklı: Onlar, “Acaba oruç tutabilecek miyim?” sorusuyla baş başalar... Uzmanlara göre, bu soruya mutlaka hekim kontrolünde cevap aranması gerekiyor. Liv Hospital hekimlerinden Kalp ve Damar Cerrahı Doç. Dr. Cem Arıtürk, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzm. Dr. Saida Dashdamirova ile Kadın Hastalıkları ve Doğum bölümünden Op. Dr. Gamze Baykan Özgüç kronik hastalığı olanlar ve hamileler için Ramazan’a özel uyarılarını ve önerilerini paylaştılar.

Kalp ve Damar Cerrahı Doç. Dr. Cem Arıtürk

Kalp dostu besinlerden Ramazan’da da vazgeçmeyin! 

Sağlıklı oruç konusunu kronik hastalıkların başında gelen kalp-damar hastalıkları açısından değerlendiren Liv Hospital Kalp ve Damar Cerrahı Doç. Dr. Cem Arıtürk “Bazı kalp-damar hastaları için oruç tutmak tehlikeli olacağından kesinlikle önerilmez. Dolayısıyla hastalar, doktorlarının önerileri doğrultusunda hareket etmeli, eğer doktorları izin vermiyorsa kesinlikle oruç tutmamalılar. Oruç tutabilecek kalp hastalarının ise Ramazan boyunca dikkatli olması gereken konu, beslenme şeklidir” dedi.

Kalp damar hastalıklarına yakalanma riskini azaltan, iyi kolesterolü artırarak kötü kolesterolü düşürmeye yardımcı olan besinlerin önemini hatırlatan Doç. Dr. Cem Arıtürk, “Vücudumuzun ihtiyacı olan yağ tüketimi için ağırlıklı olarak sağlığımıza 'iyi' gelen; diğer adıyla doymamış yağlı besinleri tercih edin. Doymuş yağ içeriği yüksek gıdaları ise belirli ve gerekli ölçülerde tüketin, 'kötü' olarak nitelendirdiğimiz trans yağlardan mutlak suretle kaçının. Buna göre salata ve yemeklerinizde ağırlıklı olarak zeytinyağı ve ayçiçek yağını kullanabilir; zeytin, avokado, badem, ceviz, yer fıstığı, fındık, ay çekirdeği, mısır gibi besinler ile somon, uskumru, hamsi, alabalık gibi balık çeşitlerine beslenme düzeninizde yer verebilirsiniz.” 

Pide yerine bol tahıllı ekmek tüketin 

Aşırı ve sağlıksız karbonhidrat tüketiminin kan şekeri, kan basıncı, kan yağları seviyelerinin yükselmesine ve uzun vadede şeker hastalığı, hipertansiyon, kalp ve damar hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğine de değinen Doç. Dr. Cem Arıtürk karbonhidrat tüketiminde lifli besinleri öneriyor:

“Sahurda nişasta ve şeker gibi karbonhidrat içeriği yüksek olan besinleri tercih edenler gün boyu açlık hissedeceklerdir. Daha uzun süre tok hissetmek için sahurda pide yerine bol tahıllı ekmekler tercih edin. Lif içeriği yüksek, az şekerli tam tahıllardan üretilmiş kahvaltılık gevrek, ekmek, makarna gibi besinler; kahverengi pirinç veya kinoa gibi tahıllar kan şekerini dengede tutacağı için faydalıdır.”

Halsizliğe karşı protein ağırlıklı beslenin 

Doyurucu ve daha uzun süre tokluk için ise protein açısından zengin ve yüksek lifli besinleri tavsiye eden Doç. Dr. Cem Arıtürk, “Dengeli ve yeterli miktarda protein almak, gün içinde gelişebilecek halsizliği ve yorgunluğu da engelleyecektir. Yumurta, et, balık, süt ve süt ürünlerinden oluşan hayvansal protein kaynakları ile kuru baklagiller, yulaf ezmesi, fındık, fıstık, badem ve chia tohumu gibi bitkisel protein kaynaklarının beslenme düzeninde dengeli dağılımı sağlanmalıdır” şeklinde bilgi verdi. 

Meyve suyu yerine meyve tüketmeyi tercih edin 

Doç. Dr. Cem Arıtürk sıvı tüketimi konusunda “Kadınlar için günde 2,5 litre, erkekler için 3,5 litre sıvı tüketimi vücuttaki sıvı dengesinin korunması açısından idealdir. Seçilebilecek en iyi içecek türü ise kaynağı bilinen, temiz sudur. Bunu ayran, taze sıkılmış meyve suları, sade soda, çay ve kahve izleyebilir. Ancak yine de meyvelerin bütün olarak yenmesinin, sadece sularının içilmesinden daha sağlıklı olduğunu unutmamak gerekir. Örneğin bir portakal, bir bardak portakal suyunun iki katı kadar lif; yarısı kadar şeker içerir” diye konuştu.  

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzm. Dr. Saida Dashdamirova

Ramazan’da şiddetli hipoglisemi vakaları artıyor

Liv Hospital Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzm. Dr. Saida Dashdamirova da oruç tutmanın, Diyabet hastaları için taşıdığı olası ve ciddi riskler hakkında bilgi verdi. Yapılan çalışmalarda Ramazan ayında şiddetli kan şekeri düşüklüğünün (hipoglisemi) yedi kat; şiddetli şeker yüksekliğinin ise dört kat artış gösterdiğine işaret eden Uzm. Dr. Saida Dashdamirova, “Yüksek riskli hastalar, oruç tuttukları zaman ciddi kan şekeri düşüklüğü ve kan şekeri yüksekliğinin yanı sıra vücutta sıvı kaybı (dehidratasyon), tansiyon düşüklüğü, bayılmalar, yaralanmalar, tromboz (kanda pıhtı oluşumu) gibi komplikasyonlar yaşayabilir” diyerek yüksek riskli olarak değerlendirilen Diyabet hastaları için oruç tutmamaları yönünde uyarıda bulundu: 

Yüksek riskli Diyabet hastaları oruç tutmamalı 

“Tip 1 diyabeti olanlar, akut hastalığı olanlar, diyalize girenler, ciddi şeker düşüklükleri yaşayanlar, şekerinin düştüğünü fark edemeyenler, üç aylık ortalama kan şeker testi yüzde sekizin üzerinde olanlar, son üç ayda diyabete bağlı koma, şeker yüksekliği veya düşüklüğü ile hastaneye yatışı olanlar, şeker hastalığına bağlı organ hasarı gelişenler, yalnız yaşayan insülin veya sulfanilüre grubu ilaç kullananlar, 75 yaş üzeri olan hastalar, çoklu insülin tedavisi alanlar yüksek riskli olarak değerlendirilir. Bu hastaların oruç tutması önerilmez, fakat oruç tutmakta ısrarcı olurlarsa kişiselleştirilmiş bir tedavi planı oluşturulmalı, hasta gerekli eğitimi almalı, her zamankinden daha sık parmak ucu kan şekeri kontrol edilmelidir. Parmak ucu kan şekeri ölçümü ve kan vermek orucu bozmaz. Hasta, kan şekerini ölçtüğünde 70 mg/dL'nin altında veya 300 mg/dL'nin üstünde olursa veya kendini kötü hissederse mutlaka orucunu bozmalı; kan şeker düzeyinde düzelme olmazsa hastaneye başvurarak tıbbi yardım almalıdır. Kan şekeri 70 mg/dl altında ölçüldükten sonra oruca devam etmek ise hayati risk getirebilir.”

Düşük riskli Diyabet hastaları gerekli tedavi düzenlemelerini yaptırmalı 

Diyabet tanısı olan ve oruç tutmayı planlayan hastalar için ise mutlaka, Ramazan’dan 1-2 ay önce durum değerlendirmesi için doktor kontrolüne gitmiş olmaları gerektiğini hatırlatan Uzm. Dr. Saida Dashdamirova, “Düşük hipoglisemi riskine sahip olan ilaçlarla tedavi edilen ve üç aylık ortalama kan şeker testi yüzde sekizin altında olan hastalar son 3 ay içerisinde kan şekeri düşüklüğü veya yüksekliği nedeniyle hastaneye yatışı olmamışsa gerekli tedavi düzenlenmelerinden sonra oruç tutabilirler” şeklinde bilgi verdi. 

Liv Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum - Op. Dr. Gamze Baykan Özgüç 

Anne adayları oruç tutabilir mi?

Anne adayları için de gebelik döneminde oruç tutup tutamayacakları en sık merak edilen konulardan biri. Liv Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum bölümünden Op. Dr. Gamze Baykan Özgüç “Hamileyim, oruç tutabilir miyim? Tutarsam bunun bebeğime etkisi nasıl olur” gibi soruların cevabının her gebe için farklılık göstereceğini belirtti: 

“Birçok çalışma, orucun gebelik ve bebek üzerinde yaptığı etkilerin anlamlı sonuçlar yaratmadığını göstermektedir. Fakat gebelikte düzenli ve kaliteli beslenme ile sıvı tüketimi düzeni oldukça önemlidir. Uzun süreli açlık durumunun ve sıvı alımının olmamasının genel etkilerini, gebelerin doktorları ile birlikte değerlendirmesini ve oruç tutma kararını buna göre almasını öneririm.”

Op. Dr. Gamze Baykan Özgüç, oruç tutan anne adaylarında gözlemlenebilecek durumlar hakkında da bilgi verdi:

Anne ve bebek için ne gibi olumsuzluklar gelişebilir?

“Uzun süreli açlığa bağlı olarak anne kan şekerinin düşmesi, kan insülin artışı, kan yağ asitlerinde artış, tüm vücutta dolaşan damar içi kan hacminde azalma, kalpten pompalanan kanın azalması, vücut su dengesinin bozulması, böbreklere giden kan akımın azalması, idrar çıkışında azalma gibi olumsuz sonuçlar görülebilir. Gelişen bu değişimlere karşı bebeği korumaya yönelik mekanizmalar devreye girer. Bunun sonucunda bebekte hareket azlığı, bebeğin kanlanmasına destek sağlayan damarların kan hacminde azalma, amnios sıvı hacminde azalma gibi bebek adına olumsuz etkiler ile karşılaşabiliriz.”

Özellikle yaz aylarına denk gelen Ramazan dönemlerinde uzun süreli açlık ve susuzluğun bebek ve anne için negatif etkilenme olasılığını artırdığını hatırlatan Op. Dr. Gamze Baykan Özgüç “Anne ve bebek ancak dokuz  saati aşmayan oruç saatlerinde bahsettiğimiz olumsuz etkileri tolere edebilir” dedi. 

Oruç tutacak anne adaylarına öneriler

“Oruç tutmak konusunda kararlı olan gebelerin ise iftar ve sahur arasında zamanı bölerek beslenmeleri, yağlı karbonhidratlı gıdalar yerine tok tutucu protein desteği yüksek olan gıdaları tüketmeleri ve su içmeyi ihmal etmemeleri gerekir” şeklinde bilgi veren Op. Dr. Gamze Baykan Özgüç bazı sağlık problemleri olan anne adaylarının ise kesinlikle oruç tutması gerektiğini hatırlattı. Op. Dr. Gamze Baykan Özgüç “Hipertansiyon, böbrek hastalığı, diyabet, erken doğum riski, bebek gelişme geriliği gibi var olan gebelik riskleri ile takip edilen gebeler kesinlikle oruç tutmamalıdır” dedi. 

 

Kaynak: (BYZHA) - Beyaz Haber Ajansı

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve trabzonhabermerkezi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Adana escort bayan Çukurova escort bayan Seyhan escort bayan Ankara escort bayan Mamak escort bayan Etimesgut escort bayan Polatlı escort bayan Pursaklar escort bayan Haymana escort bayan Çankaya escort bayan Keçiören escort bayan Sincan escort bayan Antalya escort bayan Kumluca escort bayan Konyaaltı escort bayan Manavgat escort bayan Muratpaşa escort bayan Kaş escort bayan Alanya escort bayan Kemer escort bayan Bursa escort bayan Eskişehir escort bayan Gaziantep escort bayan Şahinbey escort bayan Nizip escort bayan Şehitkamil escort bayan İstanbul escort bayan Merter escort bayan Nişantaşı escort bayan Şerifali escort bayan Maltepe escort bayan Sancaktepe escort bayan Eyüpsultan escort bayan Şişli escort bayan Kayaşehir escort bayan Büyükçekmece escort bayan Beşiktaş escort bayan Mecidiyeköy escort bayan Zeytinburnu escort bayan Sarıyer escort bayan Bayrampaşa escort bayan Fulya escort bayan Beyoğlu escort bayan Başakşehir escort bayan Tuzla escort bayan Beylikdüzü escort bayan Pendik escort bayan Bağcılar escort bayan Ümraniye escort bayan Üsküdar escort bayan Esenyurt escort bayan Küçükçekmece escort bayan Esenler escort bayan Güngören escort bayan Kurtköy escort bayan Bahçelievler escort bayan Sultanbeyli escort bayan Ataşehir escort bayan Kağıthane escort bayan Fatih escort bayan Çekmeköy escort bayan Çatalca escort bayan Bakırköy escort bayan Kadıköy escort bayan Avcılar escort bayan Beykoz escort bayan Kartal escort bayan İzmir escort bayan Balçova escort bayan Konak escort bayan Bayraklı escort bayan Buca escort bayan Çiğli escort bayan Gaziemir escort bayan Bergama escort bayan Karşıyaka escort bayan Urla escort bayan Bornova escort bayan Çeşme escort bayan Kayseri escort bayan Kocaeli escort bayan Gebze escort bayan İzmit escort bayan Malatya escort bayan Manisa escort bayan Mersin escort bayan Yenişehir escort bayan Mezitli escort bayan Erdemli escort bayan Silifke escort bayan Akdeniz escort bayan Anamur escort bayan Muğla escort bayan Bodrum escort bayan Milas escort bayan Dalaman escort bayan Marmaris escort bayan Fethiye escort bayan Datça escort bayan Samsun escort bayan Atakum escort bayan İlkadım escort bayan Adıyaman escort bayan Afyonkarahisar escort bayan Ağrı escort bayan Aksaray escort bayan Amasya escort bayan Ardahan escort bayan Artvin escort bayan Aydın escort bayan Balıkesir escort bayan Bartın escort bayan Batman escort bayan Bayburt escort bayan Bilecik escort bayan Bingöl escort bayan Bitlis escort bayan Bolu escort bayan Burdur escort bayan Çanakkale escort bayan Çankırı escort bayan Çorum escort bayan Denizli escort bayan Diyarbakır escort bayan Düzce escort bayan Edirne escort bayan Elazığ escort bayan Erzincan escort bayan Erzurum escort bayan Giresun escort bayan Gümüşhane escort bayan Hakkari escort bayan Hatay escort bayan Iğdır escort bayan Isparta escort bayan Kahramanmaraş escort bayan Karabük escort bayan Karaman escort bayan Kars escort bayan Kastamonu escort bayan Kırıkkale escort bayan Kırklareli escort bayan Kırşehir escort bayan Kilis escort bayan Konya escort bayan Kütahya escort bayan Mardin escort bayan Muş escort bayan Nevşehir escort bayan Niğde escort bayan Ordu escort bayan Osmaniye escort bayan Rize escort bayan Sakarya escort bayan Siirt escort bayan Sinop escort bayan Sivas escort bayan Şanlıurfa escort bayan Şırnak escort bayan Tekirdağ escort bayan Tokat escort bayan Trabzon escort bayan Tunceli escort bayan Uşak escort bayan Van escort bayan Yalova escort bayan Yozgat escort bayan Zonguldak escort bayan
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.