Gözlerdeki Sinsi Tehlike: Glokom

Sağlık 09.11.2022 - 12:09, Güncelleme: 09.11.2022 - 12:09
 

Gözlerdeki Sinsi Tehlike: Glokom

Toplumda ‘göz tansiyonu’ olarak bilinen ve gelişmekte olan ülkelerde kalıcı görme kaybının en önemli 3. nedeni olan glokom, görme sinirinin ilerleyici hasarıyla karakterize bir hastalık. Dünyada yaklaşık 70 milyon glokom hastası olduğu belirtiliyor.
Toplumda ‘göz tansiyonu’ olarak bilinen ve gelişmekte olan ülkelerde kalıcı görme kaybının en önemli 3. nedeni olan glokom, görme sinirinin ilerleyici hasarıyla karakterize bir hastalık. Dünyada yaklaşık 70 milyon glokom hastası olduğu belirtiliyor. Ülkemizde 500 bin kişiye glokom tanısı konulsa da, aslında bu sayının 2 milyon civarında olduğu ifade ediliyor. Yani, ülkemizde her 4 hastadan sadece 1’ine tanı konulabiliyor. Bunun nedeni ise glokomun çoğunlukla kalıcı görme kaybı gelişinceye dek belirti vermemesi sonucu hekime başvurulmaması ve rutin muayenelerin ihmal edilmesi. Genellikle 40 yaş üzerindeki kişilerde görülse de yenidoğan döneminden itibaren her yaş grubunu etkileyebilen glokom başlıca açık açılı ve kapalı açılı olmak üzere iki tipte gelişiyor. Acıbadem Ataşehir Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Muhsin Eraslan, glokomun en sık görülen tipi olan açık açılı glokomun çoğunlukla görme alanında belirgin bir hasar gelişinceye dek sinsice ilerlediğine dikkat çekerek, “Bu nedenle hastalar hekime ancak görme kaybı ileri boyutlara ulaştığında başvuruyorlar. Ne yazık ki kaybedilen görme alanı ve sinir hücreleri geri döndürülemiyor. Bu nedenle hiçbir yakınması olmasa dahi herkesin yılda bir kez göz muayenesi olması, erken tanı için çok önemli.” diyor.   Bu etkenler riski artırıyor! Glokom teşhis edilen hastaların yüzde 90 gibi oldukça yüksek bir oranında hiçbir neden tespit edilemiyor. Ailesinde göz tansiyonu hikayesi olan kişilerde glokom riskinin 7-10 kat arttığı biliniyor. Bunun yanı sıra 40 yaş üzerinde olmak, herhangi bir hastalık nedeniyle kortizon kullanımı ve göze gelen travmalar gibi gözün anatomik yapısını bozan etkenler, göz içi darlıkları, katarakt nedeniyle göz içindeki akım yollarının daralması, geçirilen göz ameliyatları ve tansiyon yükselmesi gibi faktörler glokom riskini artırıyor.    Son aşamaya kadar belirti vermiyor Açık açılı glokom, hastaların yüzde 90 gibi oldukça yüksek bir oranında, son aşamaya kadar belirti vermiyor. Görme alanında daralma ise en tipik belirtisini oluşturuyor. Ancak görme alanı çevreden merkeze doğru yavaş yavaş daraldığı için hasta tarafından ancak geç dönemde fark ediliyor. Daha çok semptom veren kapalı açılı tipteki glokomda ise gözde ağrı, kızarıklık, bulanık görme ve ışığa karşı hassasiyet, en önemli bulgulardan. Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Muhsin Eraslan, bu belirtiler erken dönemde görülmese de, zaman kaybetmeden göz hekimine başvurmanın görme kaybının daha fazla ilerlememesi açısından büyük önem taşıdığına işaret ediyor.    Göz içi sıvısının dengesi bozulunca…  Glokom, gözün içerisinde üretilen ve küçük kanalcıklar aracılığıyla gözü terk eden aköz sıvısının dengesinin bozulması soncu gelişiyor. Gözümüzde göz yapılarını besleyen ve rutin olarak dakikada 0.2 mikrolitre kadar üretilen aköz sıvısı yer alıyor. Bu sıvı normal şartlarda eş zamanlı olarak gözden dışarı atılıyor. Glokom hastalığında ise göz içi sıvısının dışa akım yollarında doğumsal veya sonradan gelişen bazı sebeplerden dolayı tıkanıklık oluşuyor. Dolayısıyla üretilen sıvı ile dışarı atılan sıvıda hacim farkı gelişiyor. Bu tablo da gözün içindeki sıvı hacminin artması, bunun sonucunda da gözün içindeki basıncın yükselmesiyle sonuçlanıyor. Gözlerde yükselen basınç da göz sinirlerinin geri dönüşümsüz hasar görmesine yol açabiliyor.   Hedef göz tansiyonu çok önemli! Glokom tanısı detaylı bir göz muayenesiyle konuyor. Muayenede görme keskinliği ile gözün anatomik durumu kontrol edildikten sonra tonometre cihazıyla göz tansiyonu ölçülüyor. Ardından OCT testi ile gözün içindeki sinir yapısının kayba uğrayıp uğramadığı tespit ediliyor. Glokom teşhisi konulduysa erken-orta –ileri evre olarak sınıflandırılıp hedef göz tansiyonu belirleniyor. Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Muhsin Eraslan, tedaviden etkin sonuç alınmasında her hasta için ayrı bir hedef göz tansiyonu oluşturmanın son derece önemli olduğunu belirterek, “Zira her hastaya rutin olarak aynı hedef rakam belirlemek glokom bulgularında kötüleşmeye yol açabiliyor. Bu nedenle, örneğin erken evre hasta için hedef tansiyonu 18 mmHg olarak belirlerken, ileri evre bir glokom için 12 mmHg’nin altını hedefliyoruz.” diyor.   Her yıl göz muayenesi şart!  Glokom hastalığında görme sinirindeki hasarı geriye döndürmek mümkün olmuyor. Dolayısıyla glokom nedeniyle gelişen kalıcı görme kaybını önlemenin tek yolu, hastalığa erken tanı konulması! Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Muhsin Eraslan, erken teşhis için yenidoğan döneminden itibaren rutin göz muayenelerinin asla aksatılmaması gerektiğine dikkat çekerek, bu süreci şöyle anlatıyor: “Glokom sadece yetişkinlerde değil, çocuklarda da görülebiliyor. Dolayısıyla doğumun ardından 1. ve 6. ayların yanı sıra 1.5 ile 3 yaşlarında rutin göz muayenesi mutlaka yapılmalı. 3 yaşından itibaren yetişkinlik dönemine dek muayenelere her yıl devam edilmeli. Özellikle 40 yaş üzerindeki kişilerde her yapılan göz içi basıncı yüksekliğine ve glokomun yarattığı görme alanı defektlerine yönelik testlerin yapılması da erken teşhis açısından büyük avantaj sağlıyor.”   Hasarın ilerlemesi önlenebiliyor! Glokom tedavisi tam iyileşme sağlayamasa da, görme sinirinde gelişecek olan hasar durdurulabiliyor, böylelikle gözün mevcut durumu korunabiliyor. Tedavide göz içi basıncının belirli bir seviyenin altında tutulması hedefleniyor. Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Muhsin Eraslan, ilk aşamada başvurulan göz içi damlalarının hastaların çoğunda etkili olduklarını belirterek, “Ancak bazı hastalarda damla tedavisiyle göz içi basıncında yeterince düşüş elde edilemiyor ve görme alanı kaybı artıyor. Bu tür durumlarda seçenek lazer girişimi, bu yöntemin etkili olmadığı durumlarda ise cerrahi yöntemler oluyor.” diyor.    ‘Minimal temaslı’ ameliyat!  Günümüzde erken ve orta evre glokomlarda, sağladığı önemli avantajlar nedeniyle, ‘minimal temaslı’ cerrahiler uygulandığını belirten Doç. Dr. Muhsin Eraslan, şöyle devam ediyor: “Cerrahi girişimlerle fazla sıvının tahliye edilmesi sayesinde göz içindeki basınç düşürülüyor. Böylece basıncın görme siniri üzerinde hasar veren etkisi ortadan kaldırılıyor. Minimal invaziv glokom cerrahisi göz içi basıncını yüzde 25-35 oranında düşürse de bazı hastalarda bu yeterli olmuyor. Böyle durumlarda trabekülektomi veya glokom drenaj implantı cerrahilerine başvuruluyor. Günümüzde lazer ve cerrahi yöntemlerden oldukça başarılı sonuçlar alınıyor; hastalar yaşam boyu kullanmaları gereken göz damlalarından kurtulabiliyor. Yeter ki tedavi için geç kalınmasın.” 
Toplumda ‘göz tansiyonu’ olarak bilinen ve gelişmekte olan ülkelerde kalıcı görme kaybının en önemli 3. nedeni olan glokom, görme sinirinin ilerleyici hasarıyla karakterize bir hastalık. Dünyada yaklaşık 70 milyon glokom hastası olduğu belirtiliyor.

Toplumda ‘göz tansiyonu’ olarak bilinen ve gelişmekte olan ülkelerde kalıcı görme kaybının en önemli 3. nedeni olan glokom, görme sinirinin ilerleyici hasarıyla karakterize bir hastalık. Dünyada yaklaşık 70 milyon glokom hastası olduğu belirtiliyor. Ülkemizde 500 bin kişiye glokom tanısı konulsa da, aslında bu sayının 2 milyon civarında olduğu ifade ediliyor. Yani, ülkemizde her 4 hastadan sadece 1’ine tanı konulabiliyor. Bunun nedeni ise glokomun çoğunlukla kalıcı görme kaybı gelişinceye dek belirti vermemesi sonucu hekime başvurulmaması ve rutin muayenelerin ihmal edilmesi. Genellikle 40 yaş üzerindeki kişilerde görülse de yenidoğan döneminden itibaren her yaş grubunu etkileyebilen glokom başlıca açık açılı ve kapalı açılı olmak üzere iki tipte gelişiyor. Acıbadem Ataşehir Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Muhsin Eraslan, glokomun en sık görülen tipi olan açık açılı glokomun çoğunlukla görme alanında belirgin bir hasar gelişinceye dek sinsice ilerlediğine dikkat çekerek, “Bu nedenle hastalar hekime ancak görme kaybı ileri boyutlara ulaştığında başvuruyorlar. Ne yazık ki kaybedilen görme alanı ve sinir hücreleri geri döndürülemiyor. Bu nedenle hiçbir yakınması olmasa dahi herkesin yılda bir kez göz muayenesi olması, erken tanı için çok önemli.” diyor.

 

Bu etkenler riski artırıyor!

Glokom teşhis edilen hastaların yüzde 90 gibi oldukça yüksek bir oranında hiçbir neden tespit edilemiyor. Ailesinde göz tansiyonu hikayesi olan kişilerde glokom riskinin 7-10 kat arttığı biliniyor. Bunun yanı sıra 40 yaş üzerinde olmak, herhangi bir hastalık nedeniyle kortizon kullanımı ve göze gelen travmalar gibi gözün anatomik yapısını bozan etkenler, göz içi darlıkları, katarakt nedeniyle göz içindeki akım yollarının daralması, geçirilen göz ameliyatları ve tansiyon yükselmesi gibi faktörler glokom riskini artırıyor. 

 

Son aşamaya kadar belirti vermiyor

Açık açılı glokom, hastaların yüzde 90 gibi oldukça yüksek bir oranında, son aşamaya kadar belirti vermiyor. Görme alanında daralma ise en tipik belirtisini oluşturuyor. Ancak görme alanı çevreden merkeze doğru yavaş yavaş daraldığı için hasta tarafından ancak geç dönemde fark ediliyor. Daha çok semptom veren kapalı açılı tipteki glokomda ise gözde ağrı, kızarıklık, bulanık görme ve ışığa karşı hassasiyet, en önemli bulgulardan. Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Muhsin Eraslan, bu belirtiler erken dönemde görülmese de, zaman kaybetmeden göz hekimine başvurmanın görme kaybının daha fazla ilerlememesi açısından büyük önem taşıdığına işaret ediyor. 

 

Göz içi sıvısının dengesi bozulunca… 

Glokom, gözün içerisinde üretilen ve küçük kanalcıklar aracılığıyla gözü terk eden aköz sıvısının dengesinin bozulması soncu gelişiyor. Gözümüzde göz yapılarını besleyen ve rutin olarak dakikada 0.2 mikrolitre kadar üretilen aköz sıvısı yer alıyor. Bu sıvı normal şartlarda eş zamanlı olarak gözden dışarı atılıyor. Glokom hastalığında ise göz içi sıvısının dışa akım yollarında doğumsal veya sonradan gelişen bazı sebeplerden dolayı tıkanıklık oluşuyor. Dolayısıyla üretilen sıvı ile dışarı atılan sıvıda hacim farkı gelişiyor. Bu tablo da gözün içindeki sıvı hacminin artması, bunun sonucunda da gözün içindeki basıncın yükselmesiyle sonuçlanıyor. Gözlerde yükselen basınç da göz sinirlerinin geri dönüşümsüz hasar görmesine yol açabiliyor.

 

Hedef göz tansiyonu çok önemli!

Glokom tanısı detaylı bir göz muayenesiyle konuyor. Muayenede görme keskinliği ile gözün anatomik durumu kontrol edildikten sonra tonometre cihazıyla göz tansiyonu ölçülüyor. Ardından OCT testi ile gözün içindeki sinir yapısının kayba uğrayıp uğramadığı tespit ediliyor. Glokom teşhisi konulduysa erken-orta –ileri evre olarak sınıflandırılıp hedef göz tansiyonu belirleniyor. Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Muhsin Eraslan, tedaviden etkin sonuç alınmasında her hasta için ayrı bir hedef göz tansiyonu oluşturmanın son derece önemli olduğunu belirterek, “Zira her hastaya rutin olarak aynı hedef rakam belirlemek glokom bulgularında kötüleşmeye yol açabiliyor. Bu nedenle, örneğin erken evre hasta için hedef tansiyonu 18 mmHg olarak belirlerken, ileri evre bir glokom için 12 mmHg’nin altını hedefliyoruz.” diyor.

 

Her yıl göz muayenesi şart! 

Glokom hastalığında görme sinirindeki hasarı geriye döndürmek mümkün olmuyor. Dolayısıyla glokom nedeniyle gelişen kalıcı görme kaybını önlemenin tek yolu, hastalığa erken tanı konulması! Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Muhsin Eraslan, erken teşhis için yenidoğan döneminden itibaren rutin göz muayenelerinin asla aksatılmaması gerektiğine dikkat çekerek, bu süreci şöyle anlatıyor: “Glokom sadece yetişkinlerde değil, çocuklarda da görülebiliyor. Dolayısıyla doğumun ardından 1. ve 6. ayların yanı sıra 1.5 ile 3 yaşlarında rutin göz muayenesi mutlaka yapılmalı. 3 yaşından itibaren yetişkinlik dönemine dek muayenelere her yıl devam edilmeli. Özellikle 40 yaş üzerindeki kişilerde her yapılan göz içi basıncı yüksekliğine ve glokomun yarattığı görme alanı defektlerine yönelik testlerin yapılması da erken teşhis açısından büyük avantaj sağlıyor.”

 

Hasarın ilerlemesi önlenebiliyor!

Glokom tedavisi tam iyileşme sağlayamasa da, görme sinirinde gelişecek olan hasar durdurulabiliyor, böylelikle gözün mevcut durumu korunabiliyor. Tedavide göz içi basıncının belirli bir seviyenin altında tutulması hedefleniyor. Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Muhsin Eraslan, ilk aşamada başvurulan göz içi damlalarının hastaların çoğunda etkili olduklarını belirterek, “Ancak bazı hastalarda damla tedavisiyle göz içi basıncında yeterince düşüş elde edilemiyor ve görme alanı kaybı artıyor. Bu tür durumlarda seçenek lazer girişimi, bu yöntemin etkili olmadığı durumlarda ise cerrahi yöntemler oluyor.” diyor. 

 

‘Minimal temaslı’ ameliyat! 

Günümüzde erken ve orta evre glokomlarda, sağladığı önemli avantajlar nedeniyle, ‘minimal temaslı’ cerrahiler uygulandığını belirten Doç. Dr. Muhsin Eraslan, şöyle devam ediyor: “Cerrahi girişimlerle fazla sıvının tahliye edilmesi sayesinde göz içindeki basınç düşürülüyor. Böylece basıncın görme siniri üzerinde hasar veren etkisi ortadan kaldırılıyor. Minimal invaziv glokom cerrahisi göz içi basıncını yüzde 25-35 oranında düşürse de bazı hastalarda bu yeterli olmuyor. Böyle durumlarda trabekülektomi veya glokom drenaj implantı cerrahilerine başvuruluyor. Günümüzde lazer ve cerrahi yöntemlerden oldukça başarılı sonuçlar alınıyor; hastalar yaşam boyu kullanmaları gereken göz damlalarından kurtulabiliyor. Yeter ki tedavi için geç kalınmasın.” 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve trabzonhabermerkezi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Adana escort bayan Çukurova escort bayan Seyhan escort bayan Ankara escort bayan Mamak escort bayan Etimesgut escort bayan Polatlı escort bayan Pursaklar escort bayan Haymana escort bayan Çankaya escort bayan Keçiören escort bayan Sincan escort bayan Antalya escort bayan Kumluca escort bayan Konyaaltı escort bayan Manavgat escort bayan Muratpaşa escort bayan Kaş escort bayan Alanya escort bayan Kemer escort bayan Bursa escort bayan Eskişehir escort bayan Gaziantep escort bayan Şahinbey escort bayan Nizip escort bayan Şehitkamil escort bayan İstanbul escort bayan Merter escort bayan Nişantaşı escort bayan Şerifali escort bayan Maltepe escort bayan Sancaktepe escort bayan Eyüpsultan escort bayan Şişli escort bayan Kayaşehir escort bayan Büyükçekmece escort bayan Beşiktaş escort bayan Mecidiyeköy escort bayan Zeytinburnu escort bayan Sarıyer escort bayan Bayrampaşa escort bayan Fulya escort bayan Beyoğlu escort bayan Başakşehir escort bayan Tuzla escort bayan Beylikdüzü escort bayan Pendik escort bayan Bağcılar escort bayan Ümraniye escort bayan Üsküdar escort bayan Esenyurt escort bayan Küçükçekmece escort bayan Esenler escort bayan Güngören escort bayan Kurtköy escort bayan Bahçelievler escort bayan Sultanbeyli escort bayan Ataşehir escort bayan Kağıthane escort bayan Fatih escort bayan Çekmeköy escort bayan Çatalca escort bayan Bakırköy escort bayan Kadıköy escort bayan Avcılar escort bayan Beykoz escort bayan Kartal escort bayan İzmir escort bayan Balçova escort bayan Konak escort bayan Bayraklı escort bayan Buca escort bayan Çiğli escort bayan Gaziemir escort bayan Bergama escort bayan Karşıyaka escort bayan Urla escort bayan Bornova escort bayan Çeşme escort bayan Kayseri escort bayan Kocaeli escort bayan Gebze escort bayan İzmit escort bayan Malatya escort bayan Manisa escort bayan Mersin escort bayan Yenişehir escort bayan Mezitli escort bayan Erdemli escort bayan Silifke escort bayan Akdeniz escort bayan Anamur escort bayan Muğla escort bayan Bodrum escort bayan Milas escort bayan Dalaman escort bayan Marmaris escort bayan Fethiye escort bayan Datça escort bayan Samsun escort bayan Atakum escort bayan İlkadım escort bayan Adıyaman escort bayan Afyonkarahisar escort bayan Ağrı escort bayan Aksaray escort bayan Amasya escort bayan Ardahan escort bayan Artvin escort bayan Aydın escort bayan Balıkesir escort bayan Bartın escort bayan Batman escort bayan Bayburt escort bayan Bilecik escort bayan Bingöl escort bayan Bitlis escort bayan Bolu escort bayan Burdur escort bayan Çanakkale escort bayan Çankırı escort bayan Çorum escort bayan Denizli escort bayan Diyarbakır escort bayan Düzce escort bayan Edirne escort bayan Elazığ escort bayan Erzincan escort bayan Erzurum escort bayan Giresun escort bayan Gümüşhane escort bayan Hakkari escort bayan Hatay escort bayan Iğdır escort bayan Isparta escort bayan Kahramanmaraş escort bayan Karabük escort bayan Karaman escort bayan Kars escort bayan Kastamonu escort bayan Kırıkkale escort bayan Kırklareli escort bayan Kırşehir escort bayan Kilis escort bayan Konya escort bayan Kütahya escort bayan Mardin escort bayan Muş escort bayan Nevşehir escort bayan Niğde escort bayan Ordu escort bayan Osmaniye escort bayan Rize escort bayan Sakarya escort bayan Siirt escort bayan Sinop escort bayan Sivas escort bayan Şanlıurfa escort bayan Şırnak escort bayan Tekirdağ escort bayan Tokat escort bayan Trabzon escort bayan Tunceli escort bayan Uşak escort bayan Van escort bayan Yalova escort bayan Yozgat escort bayan Zonguldak escort bayan
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.