Körlüğe neden olan Glokom’u doğru beslenerek önleyin
Körlüğe neden olan Glokom’u doğru beslenerek önleyin
Körlüğe neden olan Glokom’u doğru beslenerek önleyin
Körlüğe neden olan Glokom’u doğru beslenerek önleyin
Görme kaybına neden olan ve halk arasında göz tansiyonu olarak bilinen “Glokom”, kırk yaş üzerindeki her 40 kişiden 1’inde görülüyor. Hastalık, nüksettiği her 10 kişiden 1’inde körlüğe neden oluyor. Göz sinirini tutan bir hastalık olan Glokom, erken teşhis ve sağlıklı beslenme ile önlenebiliyor. Yaygın olarak görülen bu hastalığa dikkat çekmek için her yıl 12 Mart’ta Dünya Glokom Günü ve 8-14 Mart tarihleri arasında da Dünya Glokom Haftası kutlanıyor.
Yükselen göz içi basıncının, görme sinirini tahrip etmesiyle başlayan Glokom, erken ark edilmemesi durumunda geri dönüşü olmayan görme kayıplarına ve hatta körlüğe sebep oluyor. Uzmanlar, gözde görme kaybı oluştuktan sonra geriye dönüş olmadığı için, glokomun erken teşhisinin oldukça önemli olduğunu belirtiyor. Hastalığın başlangıç döneminde genelde bireyler tarafından fark edilmemesi nedeniyle, uzun zaman sürecinde görme siniri yıpranmaya uğruyor. Bu yıpranma, durumu hasta tarafından fark edildiğinde gözde meydana gelen hasar, onarılamaz düzeye ulaşabiliyor.
Sağlıklı yaşam alanında uluslararası referans kurumlardan en güncel bilgileri kamuoyunun dikkatine sunan Sabri Ülker Vakfı, glokom konusunda alınması gereken önlemleri sıralıyor.
Orta yaşın üzerindekiler dikkat etmeli
35 yaş üstü bireyler, ailesinde glokom geçmişi bulunanlar, sigara kullananlar, diyabet hastaları, şiddetli kansızlık hastalığı veya şok geçirmiş olanlar, hipertansiyon hastaları, yüksek derecede miyopisi veya hipermetropisi olanlar, uzun süre kortizon tedavisi görenler, migren ile mücadele edenler ve göz yaralanmasına maruz kalanların glokom açısından yüksek riski bulunuyor.
Ne kadar antioksidan, o kadar güçlü göz sağlığı!
Antioksidan kaynağı zengin besinleri tüketmek göz sağlığına olumlu etki sunuyor. Amerikan Optometrik Derneği’nin göz sağlığı için önerdiği antioksidan kaynağı 5 bileşen şöyle:
Karotenoidlerden; Lutein ve Zeaksantin
Yapılan birçok araştırma, lutein ve zeaksantin'in kronik göz hastalıkları riskini azalttığını gösteriyor. Yapılan çalışmalar yüksek lutein ve zeaksantin alan kişilerin yeni katarakt geliştirme riskinin düşük olduğunu ortaya kouyuyor Koyu yeşil yapraklı sebzeler, lahana, bürüksel lahanası, kabak, brokoli, mısır, bezelye, bal kabağı, Trabzon hurması, muşmula, portakal, mandalina gibi diğer renkli meyve ve sebzeler göz sağlığı için faydalı birincil kaynaklar arasında yer alıyor.
C vitamini
Bilimsel kanıtlar, C vitamininin katarakt geliştirme riskini azalttığını ve diğer temel besinlerle birlikte alındığında, yaşa bağlı makula dejenerasyonunu ve görme keskinliği kaybının ilerlemesini yavaşlatabileceğini açıklıyor. Göz sağlığını desteklemek için günlük olarak C vitamini içeren portakal, mandalina, limon, greyfurt, çilek, böğürtlen, kivi, papaya, koyu yeşil yapraklı sebzeler, yeşil biber ve domates gibi besinleri tüketmek oldukça önemli.
E vitamini
Göz hücrelerini korumada oldukça etkili rol oynayan E vitamininin besin kaynakları arasında; bitkisel yağlar, fındık, antep fıstığı, ceviz, badem başta olmak üzere; sert kabuklu kuru yemişler, buğday tohumu ve tam buğday ve rüşeym katkılı undan yapılmış besinler bulunuyor.
Esansiyel yağ asitleri
Omega-3 yağ asitleri, uygun görsel gelişim ve retina fonksiyonu için büyük önem taşıyor. Prematüre ve zamanında doğan bebeklerde yapılan araştırmalar, optimal görsel gelişim için diyette yeterli miktarda omega-3 yağ asidi almanın gerekli olduğunu gösteriyor. Somon, ton balığı, hamsi, istavrit, barbun, mezgit, levrek ve diğer soğuk su balıkları, en iyi omega-3 yağ asitleri kaynakları arasında yer alıyor. Bu besinler aynı zamanda iltihaplanmayı azaltmaya, gözyaşı üretimini artırmaya ve gözün yağlı dış katmanını desteklemeye de yardımcı oluyor.
Çinko
Çinko, gözlerde koruyucu bir pigment olan melanin üretimi için karaciğerden retinaya A vitamini taşımada hayati bir rol oynuyor. Zayıf gece görüşü ve bulutlu katarakt gibi görme bozuklukları, çinko eksikliği ile ilişkilendiriliyor. Çinkonun besin kaynakları arasında kırmızı et, balık ve deniz ürünleri, fındık, ceviz, antep fıstığı gibi sert kabuklu kuruyemişler yer alıyor.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.