“Mega yangınlar, uzun süreli aşırı sıcak ve kurak dönemlerin ardından gelir"

Gündem 27.07.2023 - 11:55, Güncelleme: 27.07.2023 - 11:55
 

“Mega yangınlar, uzun süreli aşırı sıcak ve kurak dönemlerin ardından gelir"

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Dr. Ümit Şahin, iklim krizinin orman yangınlarındaki rolünün en dramatik örneğinin mega yangınlar olduğunu vurguladı. “Dr. Ümit Şahin, “Mega yangınların ortak özelliği uzun süren bir aşırı sıcak ve kurak dönemin ardından gelmeleridir. Bu da iklim krizinin orman yangınlarına doğrudan etkisini gösterir” değerlendirmesini yaptı.  Dünyada ve Türkiye’de artan orman yangınlarını değerlendiren Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Dr. Ümit Şahin, “Orman yangınları küresel ısınma nedeniyle artan aşırı sıcaklara ve kuraklığa bağlı olarak artış gösteriyor. Bu tür yangınların ortak özelliği uzun süren bir aşırı sıcak ve kurak dönemin ardından gelmeleridir. Bu da iklim krizinin orman yangınlarına doğrudan etkisini gösterir” dedi.  Uzun süren aşırı sıcaklar ve yağış azlığı bitki örtüsünün ve toprağın kurumasına neden olduğuna dikkat çeken Dr. Ümit Şahin, şunları söyledi: “Böylece ormanlık alanlardaki yanıcı madde miktarı artıyor. Bu nedenle yangının çıkış anında kasıt veya ihmal olsa da olmasa da normalde sınırlı kalacak yangınlar hızla yayılıyor. Ayrıca, pek çok yangının kasıt olmadan, normalde büyük yangınlara neden olmayacak basit bir kıvılcımla çıktığı biliniyor. Orman yangınlarının daha fazla görülmesinin nedenleri arasında ormanlık alanlarda madencilik, altyapı, turizm gibi ekonomik faaliyetlerin artmasının da büyük rolü var. Böylece elektrik hatları ve yollar başta olmak üzere ormanlık alanlarda insan müdahalesi artıyor ve zaten aşırı sıcak ve kurak durum nedeniyle yangına uygun bir ortam geliştiği için büyük yangınlarla karşılaşabiliyoruz.” Orman yangınlarına müdahale kapasitesinin sınırlı olması durumunda ise yangınların iklim şartlarının etkisiyle daha da büyüyerek yangın fırtınalarına dönüştüğünü belirten Dr. Ümit Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: “İklim krizinin orman yangınlarındaki rolünün en dramatik örneği mega yangınlar. Dünyada daha çok California, Sibirya, Avustralya, Kanada gibi yerlerde görülen mega orman yangınları, aynı anda yüzlerce hatta binlerce ormanın yanmaya başladığı, haftalarca veya aylarca süren, yüz binlerce hektarın yandığı olaylar. Bu yıl da özellikle Kanada’daki boreal ormanlarında mega yangınlar çıktı.  Türkiye’de de 2021 yaz aylarında 16 gün boyunca yüzlerce ayrı noktada yangın çıkmış ve 150 bin hektar orman alanı yanmıştı. 2020 yılı boyunca 20 bin hektar alanın yandığı göz önüne alındığında iki hafta süren bu yangınların bir mega yangın niteliği gösterdiği görülmektedir. Bu tür yangınların ortak özelliği uzun süren bir aşırı sıcak ve kurak dönemin ardından gelmeleridir. Bu da iklim krizinin orman yangınlarına doğrudan etkisini gösterir. 2023 yılı temmuz ayında 17,2 dereceyle insanlık tarihin en sıcak günleri yaşandı. Türkiye’de olduğu gibi dünyanın pek çok yerinde sağlığı tehdit eden büyük sıcak dalgaları yaşanıyor. Bu yıl muhtemelen tüm zamanların en sıcak yılı olacak.”   ATLANTİK OKYANUSUNDA DENİZ SUYU SICAKLIĞI AŞIRI YÜKSELDİ Antarktika’da sürmekte olan kış mevsiminde kıta çevresindeki deniz buzu oluşumunun kaydedilen zamanların en düşük seviyesinde seyrettiğine dikkat çeken Dr. Ümit Şahin, “Atlantik okyanusunun kuzeyinde deniz suyu sıcaklıklarının aşırı yükseldiği ve Pasifik Okyanusu’nda başlayan El Nino sıcak su akıntısının şiddetlendiği biliniyor. Bütün bu bulgular ve sıcak dalgası, orman yangını, sel, fırtına, kasırga ve kuraklık gibi aşırı hava ve iklim olaylarının artması iklim krizinin giderek hızlandığını gösteriyor. Dünya Meteoroloji Örgütü, 4-5 yıl içinde Paris Anlaşması’ndaki aşılmaması gereken sınır olan 1,5 derecenin geçileceğini bildiriyor. Halen küresel sıcaklık artışı sanayi öncesi döneme göre 1,2 derece civarında. 1,5 derecenin aşılmasıyla başta sıcak dalgaları ve orman yangınları olmak üzere iklim afetlerinin daha da artacağı kesin olarak görülüyor” değerlendirmesini yaptı.    İKLİM KRİZİNİN TEK NEDENİ İNSAN ETKİSİ “İklim krizinin tek nedeni insan etkisi” diyen Dr. Ümit Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:  “En önemli nedeni de kömür, petrol ve doğal gazın, yani fosil yakıtların yakıldığı enerji, ulaşım, sanayi ve benzeri ekonomik faaliyetler. Bu faaliyetler nedeniyle her yıl atmosfere yüzde 77’si karbondioksit olmak üzere, yaklaşık 55 milyar ton sera gazı salınıyor. Dolayısıyla krizin çözümü için sera gazı emisyonlarının hızla azaltılması gerekiyor. Paris Anlaşması’nda dünyanın bütün ülkelerinin altına imza attığı ortak hedef küresel sıcaklık artışını 1,5 derecede sınırlamak. Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) bunun için yapılması gerekenin küresel karbondioksit emisyonlarını 2030’a kadar yarıya indirmek ve 2050’de sıfırlamak olarak ortaya koymuş durumda. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre bu hedefe ulaşmak için yeni kömürlü santral yapılmaması, var olan kömürlü santrallerin gelişmiş ülkelerde 2030’a, gelişmekte olan ülkelerde ise 2040’a kadar kapatılması; ulaşımda petrol, elektrik üretimi ve ısınmada doğal gaz, sanayide kömür ve doğal gaz tüketimi gibi diğer fosil yakıt kullanımlarına da 2050’lere kadar tamamen son verilmesi gerekiyor. Çözüm ulaşım, sanayi ve ısınmanın hızla elektrifikasyonu, elektrik üretiminin de yüzde yüz yenilenebilir enerjiyle (özellikle rüzgar ve güneş) elde edilmesi için yeni yenilenebilir enerji santralı kurulumlarının hızla artırılması. Bunun için kamu politikalarının geliştirilmesi, teşvikler verilmesi gerekiyor. Ayrıca ulaşım ve sanayide elektrik kullanımının zor olduğu alanlar için yenilenebilir kaynaklardan elde edilen yeşil hidrojene geçilmeli.”   Dr. Ümit Şahin, Türkiye’nin de Paris Anlaşması altındaki yükümlülüklerini yerine getirerek 2053’e kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşması gerektiğini kaydederek, şöyle devam etti:  “İstanbul Politikalar Merkezi’nde yaptığımız çalışmalara göre, bunun için enerji arz güvenliğinde herhangi bir sorun yaratmadan elektrik üretiminde kömür kullanımını 2035’e kadar terk etmesi, toplam karbondioksit emisyonlarını 2030’a kadar 2018 seviyesinin %32 altına düşürmesi, gerekli şebeke esnekliği önlemlerini alarak 2050’ye kadar elektrikte yüzde yüze yakın yenilenebilir enerjiye dönmesi mümkün.  Bu dönüşümün 2030’a kadar yılda 10 milyar dolarlık bir maliyeti var ama bu aynı zamanda enerji ve sanayide yenilikçi yatırımlar yapılması, teknolojik atılım, yeni yeşil işlerin oluşması yoluyla istihdamın artırılması, fosil yakıt ithalatının azalması ve elektriğin ucuzlaması demek. Ulaşım, binalar ve sanayi gibi diğer alanlarda da gelişen ve ucuzlayan teknoloji sayesinde azaltım imkânları zaman içinde artacak ve Türkiye 2053’te net sıfır hedefini tutturabilecektir. Ancak bunun için önce Paris Anlaşması altında belirlenen Ulusal Katkı Beyanını geliştirerek artıştan azaltım hedefi vermekten yerine 2030’a ve 2035’e kadar mutlak emisyon azaltım hedefi belirlemesi, böylece gerçekçi bir karbon fiyatına ulaşılarak ekonomik aktörlerin ve piyasanın dönüşümünün sağlanması gerekir”   Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Dr. Ümit Şahin, iklim krizinin orman yangınlarındaki rolünün en dramatik örneğinin mega yangınlar olduğunu vurguladı. “Dr. Ümit Şahin, “Mega yangınların ortak özelliği uzun süren bir aşırı sıcak ve kurak dönemin ardından gelmeleridir. Bu da iklim krizinin orman yangınlarına doğrudan etkisini gösterir” değerlendirmesini yaptı.

 Dünyada ve Türkiye’de artan orman yangınlarını değerlendiren Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Dr. Ümit Şahin, “Orman yangınları küresel ısınma nedeniyle artan aşırı sıcaklara ve kuraklığa bağlı olarak artış gösteriyor. Bu tür yangınların ortak özelliği uzun süren bir aşırı sıcak ve kurak dönemin ardından gelmeleridir. Bu da iklim krizinin orman yangınlarına doğrudan etkisini gösterir” dedi. 

Uzun süren aşırı sıcaklar ve yağış azlığı bitki örtüsünün ve toprağın kurumasına neden olduğuna dikkat çeken Dr. Ümit Şahin, şunları söyledi:

“Böylece ormanlık alanlardaki yanıcı madde miktarı artıyor. Bu nedenle yangının çıkış anında kasıt veya ihmal olsa da olmasa da normalde sınırlı kalacak yangınlar hızla yayılıyor. Ayrıca, pek çok yangının kasıt olmadan, normalde büyük yangınlara neden olmayacak basit bir kıvılcımla çıktığı biliniyor. Orman yangınlarının daha fazla görülmesinin nedenleri arasında ormanlık alanlarda madencilik, altyapı, turizm gibi ekonomik faaliyetlerin artmasının da büyük rolü var. Böylece elektrik hatları ve yollar başta olmak üzere ormanlık alanlarda insan müdahalesi artıyor ve zaten aşırı sıcak ve kurak durum nedeniyle yangına uygun bir ortam geliştiği için büyük yangınlarla karşılaşabiliyoruz.”

Orman yangınlarına müdahale kapasitesinin sınırlı olması durumunda ise yangınların iklim şartlarının etkisiyle daha da büyüyerek yangın fırtınalarına dönüştüğünü belirten Dr. Ümit Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İklim krizinin orman yangınlarındaki rolünün en dramatik örneği mega yangınlar. Dünyada daha çok California, Sibirya, Avustralya, Kanada gibi yerlerde görülen mega orman yangınları, aynı anda yüzlerce hatta binlerce ormanın yanmaya başladığı, haftalarca veya aylarca süren, yüz binlerce hektarın yandığı olaylar. Bu yıl da özellikle Kanada’daki boreal ormanlarında mega yangınlar çıktı. 

Türkiye’de de 2021 yaz aylarında 16 gün boyunca yüzlerce ayrı noktada yangın çıkmış ve 150 bin hektar orman alanı yanmıştı. 2020 yılı boyunca 20 bin hektar alanın yandığı göz önüne alındığında iki hafta süren bu yangınların bir mega yangın niteliği gösterdiği görülmektedir. Bu tür yangınların ortak özelliği uzun süren bir aşırı sıcak ve kurak dönemin ardından gelmeleridir. Bu da iklim krizinin orman yangınlarına doğrudan etkisini gösterir.

2023 yılı temmuz ayında 17,2 dereceyle insanlık tarihin en sıcak günleri yaşandı. Türkiye’de olduğu gibi dünyanın pek çok yerinde sağlığı tehdit eden büyük sıcak dalgaları yaşanıyor. Bu yıl muhtemelen tüm zamanların en sıcak yılı olacak.”

 

ATLANTİK OKYANUSUNDA DENİZ SUYU SICAKLIĞI AŞIRI YÜKSELDİ

Antarktika’da sürmekte olan kış mevsiminde kıta çevresindeki deniz buzu oluşumunun kaydedilen zamanların en düşük seviyesinde seyrettiğine dikkat çeken Dr. Ümit Şahin, “Atlantik okyanusunun kuzeyinde deniz suyu sıcaklıklarının aşırı yükseldiği ve Pasifik Okyanusu’nda başlayan El Nino sıcak su akıntısının şiddetlendiği biliniyor. Bütün bu bulgular ve sıcak dalgası, orman yangını, sel, fırtına, kasırga ve kuraklık gibi aşırı hava ve iklim olaylarının artması iklim krizinin giderek hızlandığını gösteriyor. Dünya Meteoroloji Örgütü, 4-5 yıl içinde Paris Anlaşması’ndaki aşılmaması gereken sınır olan 1,5 derecenin geçileceğini bildiriyor. Halen küresel sıcaklık artışı sanayi öncesi döneme göre 1,2 derece civarında. 1,5 derecenin aşılmasıyla başta sıcak dalgaları ve orman yangınları olmak üzere iklim afetlerinin daha da artacağı kesin olarak görülüyor” değerlendirmesini yaptı. 

 

İKLİM KRİZİNİN TEK NEDENİ İNSAN ETKİSİ

“İklim krizinin tek nedeni insan etkisi” diyen Dr. Ümit Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“En önemli nedeni de kömür, petrol ve doğal gazın, yani fosil yakıtların yakıldığı enerji, ulaşım, sanayi ve benzeri ekonomik faaliyetler. Bu faaliyetler nedeniyle her yıl atmosfere yüzde 77’si karbondioksit olmak üzere, yaklaşık 55 milyar ton sera gazı salınıyor. Dolayısıyla krizin çözümü için sera gazı emisyonlarının hızla azaltılması gerekiyor. Paris Anlaşması’nda dünyanın bütün ülkelerinin altına imza attığı ortak hedef küresel sıcaklık artışını 1,5 derecede sınırlamak. Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) bunun için yapılması gerekenin küresel karbondioksit emisyonlarını 2030’a kadar yarıya indirmek ve 2050’de sıfırlamak olarak ortaya koymuş durumda. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre bu hedefe ulaşmak için yeni kömürlü santral yapılmaması, var olan kömürlü santrallerin gelişmiş ülkelerde 2030’a, gelişmekte olan ülkelerde ise 2040’a kadar kapatılması; ulaşımda petrol, elektrik üretimi ve ısınmada doğal gaz, sanayide kömür ve doğal gaz tüketimi gibi diğer fosil yakıt kullanımlarına da 2050’lere kadar tamamen son verilmesi gerekiyor. Çözüm ulaşım, sanayi ve ısınmanın hızla elektrifikasyonu, elektrik üretiminin de yüzde yüz yenilenebilir enerjiyle (özellikle rüzgar ve güneş) elde edilmesi için yeni yenilenebilir enerji santralı kurulumlarının hızla artırılması. Bunun için kamu politikalarının geliştirilmesi, teşvikler verilmesi gerekiyor. Ayrıca ulaşım ve sanayide elektrik kullanımının zor olduğu alanlar için yenilenebilir kaynaklardan elde edilen yeşil hidrojene geçilmeli.”

 

Dr. Ümit Şahin, Türkiye’nin de Paris Anlaşması altındaki yükümlülüklerini yerine getirerek 2053’e kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşması gerektiğini kaydederek, şöyle devam etti: 

“İstanbul Politikalar Merkezi’nde yaptığımız çalışmalara göre, bunun için enerji arz güvenliğinde herhangi bir sorun yaratmadan elektrik üretiminde kömür kullanımını 2035’e kadar terk etmesi, toplam karbondioksit emisyonlarını 2030’a kadar 2018 seviyesinin %32 altına düşürmesi, gerekli şebeke esnekliği önlemlerini alarak 2050’ye kadar elektrikte yüzde yüze yakın yenilenebilir enerjiye dönmesi mümkün.  Bu dönüşümün 2030’a kadar yılda 10 milyar dolarlık bir maliyeti var ama bu aynı zamanda enerji ve sanayide yenilikçi yatırımlar yapılması, teknolojik atılım, yeni yeşil işlerin oluşması yoluyla istihdamın artırılması, fosil yakıt ithalatının azalması ve elektriğin ucuzlaması demek. Ulaşım, binalar ve sanayi gibi diğer alanlarda da gelişen ve ucuzlayan teknoloji sayesinde azaltım imkânları zaman içinde artacak ve Türkiye 2053’te net sıfır hedefini tutturabilecektir. Ancak bunun için önce Paris Anlaşması altında belirlenen Ulusal Katkı Beyanını geliştirerek artıştan azaltım hedefi vermekten yerine 2030’a ve 2035’e kadar mutlak emisyon azaltım hedefi belirlemesi, böylece gerçekçi bir karbon fiyatına ulaşılarak ekonomik aktörlerin ve piyasanın dönüşümünün sağlanması gerekir”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve trabzonhabermerkezi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Adana escort bayan Çukurova escort bayan Seyhan escort bayan Ankara escort bayan Mamak escort bayan Etimesgut escort bayan Polatlı escort bayan Pursaklar escort bayan Haymana escort bayan Çankaya escort bayan Keçiören escort bayan Sincan escort bayan Antalya escort bayan Kumluca escort bayan Konyaaltı escort bayan Manavgat escort bayan Muratpaşa escort bayan Kaş escort bayan Alanya escort bayan Kemer escort bayan Bursa escort bayan Eskişehir escort bayan Gaziantep escort bayan Şahinbey escort bayan Nizip escort bayan Şehitkamil escort bayan İstanbul escort bayan Merter escort bayan Nişantaşı escort bayan Şerifali escort bayan Maltepe escort bayan Sancaktepe escort bayan Eyüpsultan escort bayan Şişli escort bayan Kayaşehir escort bayan Büyükçekmece escort bayan Beşiktaş escort bayan Mecidiyeköy escort bayan Zeytinburnu escort bayan Sarıyer escort bayan Bayrampaşa escort bayan Fulya escort bayan Beyoğlu escort bayan Başakşehir escort bayan Tuzla escort bayan Beylikdüzü escort bayan Pendik escort bayan Bağcılar escort bayan Ümraniye escort bayan Üsküdar escort bayan Esenyurt escort bayan Küçükçekmece escort bayan Esenler escort bayan Güngören escort bayan Kurtköy escort bayan Bahçelievler escort bayan Sultanbeyli escort bayan Ataşehir escort bayan Kağıthane escort bayan Fatih escort bayan Çekmeköy escort bayan Çatalca escort bayan Bakırköy escort bayan Kadıköy escort bayan Avcılar escort bayan Beykoz escort bayan Kartal escort bayan İzmir escort bayan Balçova escort bayan Konak escort bayan Bayraklı escort bayan Buca escort bayan Çiğli escort bayan Gaziemir escort bayan Bergama escort bayan Karşıyaka escort bayan Urla escort bayan Bornova escort bayan Çeşme escort bayan Kayseri escort bayan Kocaeli escort bayan Gebze escort bayan İzmit escort bayan Malatya escort bayan Manisa escort bayan Mersin escort bayan Yenişehir escort bayan Mezitli escort bayan Erdemli escort bayan Silifke escort bayan Akdeniz escort bayan Anamur escort bayan Muğla escort bayan Bodrum escort bayan Milas escort bayan Dalaman escort bayan Marmaris escort bayan Fethiye escort bayan Datça escort bayan Samsun escort bayan Atakum escort bayan İlkadım escort bayan Adıyaman escort bayan Afyonkarahisar escort bayan Ağrı escort bayan Aksaray escort bayan Amasya escort bayan Ardahan escort bayan Artvin escort bayan Aydın escort bayan Balıkesir escort bayan Bartın escort bayan Batman escort bayan Bayburt escort bayan Bilecik escort bayan Bingöl escort bayan Bitlis escort bayan Bolu escort bayan Burdur escort bayan Çanakkale escort bayan Çankırı escort bayan Çorum escort bayan Denizli escort bayan Diyarbakır escort bayan Düzce escort bayan Edirne escort bayan Elazığ escort bayan Erzincan escort bayan Erzurum escort bayan Giresun escort bayan Gümüşhane escort bayan Hakkari escort bayan Hatay escort bayan Iğdır escort bayan Isparta escort bayan Kahramanmaraş escort bayan Karabük escort bayan Karaman escort bayan Kars escort bayan Kastamonu escort bayan Kırıkkale escort bayan Kırklareli escort bayan Kırşehir escort bayan Kilis escort bayan Konya escort bayan Kütahya escort bayan Mardin escort bayan Muş escort bayan Nevşehir escort bayan Niğde escort bayan Ordu escort bayan Osmaniye escort bayan Rize escort bayan Sakarya escort bayan Siirt escort bayan Sinop escort bayan Sivas escort bayan Şanlıurfa escort bayan Şırnak escort bayan Tekirdağ escort bayan Tokat escort bayan Trabzon escort bayan Tunceli escort bayan Uşak escort bayan Van escort bayan Yalova escort bayan Yozgat escort bayan Zonguldak escort bayan
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.