D Vitamini Seviyenizi Kontrol Altında Tutun
D vitaminin önemi ve eksikliği ile ilgili farkındalık oluşturmak amacıyla 2 Kasım, “Dünya D Vitamini Günü” olarak kutlanıyor. Sağlık için en önemli vitaminlerden biri olan D vitamininin kanser, depresyon, kalp, obezite gibi kronik hastalıklardan korunmada yardımcı olduğunu ve eksikliğinin sağlık problemlerine yol açtığını vurguladı. Dr. Elif Pahsa D vitamini değerleri düşük olan kişilerin takviye almalarını, D vitamini yükselse bile 2-3 haftada yarılandığını, bu nedenle günlük idame dozlarla takviye edilmesi gerektiği uyarısında bulundu.
Kemik sağlığı ve sağlıklı kalsiyum metabolizması için çok büyük önem taşıyan D Vitamini eksikliği birçok kronik hastalığa yol açıyor. Gencinden yaşlısına herkesi etkileyen D vitamini yetersizliğinin yaşam kalitesini de düşürdüğünü belirten Dr. Elif Pahsa şu bilgileri verdi:
Vitamin D3’ün eksikliğini tamamlamak için güneş ışığı almak yeterli değil
“Normal koşullar altında insan vücudunda bulunan D vitamininin 90-95’i güneş ışınların etkisi ile deride yapılır. Besinlerden ise çok kısıtlı alınabilmektedir. Güneşe maruziyet ile UVB ışınları, ciltte provitamin D’nin previtamin D3’e sonrasında da vitamin D3’e dönüşümünü sağlar. UVB ışınlarının insan derisine ulaşmasını engelleyen herhangi bir durumda D vitamini üretilememesi ve eksikliği ile sonuçlanır.
Güneş ışınlarının dünyaya ulaştığı açı olan Zenith açısı da D vitamini sentezinde önemlidir. Ülkemiz Zenith açısına göre Güneş ışınlarının daha dik geldiği Mayıs– Eylül ayları arasında D vitamin sentezi için uygundur. Bu aylarda 11:00-15:00 saatleri arasında özellikle 12.30- 13.30 arası güneşlenmek D vitamini sentezi için faydalı. Çünkü sentezlenme için bu saatlerde gelen 50-90 derece aralığındaki ışınlara ihtiyaç var. Ancak güneş ışınları tepedeki ufuk çizgisinin 50 derece altına inmeye başladığı saatlerde tehlikeli olan UVA ışınlarına da maruz kalırız. Yapılan çalışmalarda “37. kuzey ve güney enlemlerinin” daha kuzey ve güneyinde yaşayanlarda; “sadece güneş ışığı ile” yeterli D vitamini sentezlenemediği görülmüştür. Ülkemiz de 36-42. Kuzey enlemleri arasında yer aldığı için güney sahillerimiz dışında sadece güneş ışığı ile yeterli Vitamin D3 sentezi yapamamaktayız. Bu sebeplerden ötürü yılın büyük bölümünde güneş gören ülkemizde bile D vitamini eksikliği çok yüksek oranlarda gözükmekte ve takviye kullanmadan bu eksikliği kapatmak çok da kolay değil. Öte yandan yüksek oranda güneş ışınına maruz kalmak deri kanseri gibi tehlikeleri de beraberinde getiriyor” dedi.
D vitamini eksikliği olan kişilerin takviye gıda almaları önemli
D vitamini değerleri düşük olan kişilerin takviye almalarını önemle vurgulayan Dr. Elif Pahsa sözlerine şöyle devam etti “Öncelikle D vitamininde normal değer yaklaşık olarak 50 ng/mL’dir. Kronik hastalık nedeniyle bağışıklığını daha güçlü tutmak zorunda olanlar 60-80 ng/mL’de değerlerine sahip olmalılar. Eğer seviyeniz bu değerlerden düşükse hekiminizin de yönlendirmesi ile D vitaminini takviye etmeniz uygun olacaktır. D vitaminini bir kere yükselttikten sonra maalesef işimiz bitmiyor. Çünkü vücuttaki D vitamini seviyesi 2-3 haftada bir yarılanıyor. İşte bu nedenle, düzenli olarak günlük idame dozda D vitamini kullanılması, kullanırken de iki önemli yardımcı olan K2 vitamini ve magnezyumun atlanmaması gerekiyor. D vitamini sayesinde emilen kalsiyumun kemiğe yerleşmesini sağlayan K2 Vitamini ile D3’ün kombine edildiği D3K2 damla formları, bunun yanında D vitamininin aktifleşmesi için günlük 100-200 mg magnezyum kullanılabilir.”
DR. ELİF PAHSA KİMDİR?
1970 yılında İstanbul’da doğdu. 1994 yılında Hacettepe Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Mezuniyetinin ardından Ağrı, Eskişehir, İzmir ve İstanbul’da Aile Hekimi olarak çeşitli devlet kurumlarında görev aldı. 2005 yılında aldığı Medikal Estetik Uygulamaları eğitimi ile sağlıklı yaşam ve beslenme konularına ilgi duymaya başladı. 2008 yılından itibaren ilaç sektörüne geçiş yaparak sektörü tanıma ve değerlendirme şansı buldu. 2015 yılından itibaren odağını hastalıklardan korunma, sağlıklı yaşam ve doğru beslenme konularına çevirdi. Tıpta bütüncül yaklaşım ilkesiyle hareket ederek hastalıklardan korunma, doğru beslenmenin sağlığa katkısı, kronik hastalıklarda kök nedenlerin tedavisi, besin desteklerinin önemi, fitoterapi uygulamaları konularında çalışmalar yapan Dr. Elif Pahsa, evli ve bir çocuk annesidir.